Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/221 E. 2019/3682 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/221
KARAR NO : 2019/3682
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Anayasa’nın 141/3, …… sayılı CMK’nin 34/1, 230, 232 ve 289. maddeleri gereğince mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması; Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçede iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, bu delillere göre ulaşılan sonuçların, dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekmesi karşısında; mağdurun bonolardaki imzaların kendisine ait olmadığını belirterek icra takibine itiraz ettiği, soruşturma evresinde; suça konu senetler üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını beyan etmesi, sanığın soruşturma evresinde; bonolardaki imzaların mağdura ait olduğunu savunması, yargılama aşamasında sanığın ve mağdurun, bonoların mağdur tarafından rıza gösterilmek suretiyle sanık tarafından imzalandığının belirtildiği, Mahkeme tarafından hangi sebeplerle bu beyanlara itibar edilmediğinin açıklanmadığı, mağdur tarafından önceden verilen rıza neticesinde bonoların sanık tarafından imzalandığının kabulü halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 tarihli ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında, önceden verilen rıza üzerine imza atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği, rızanın açık ve zımni olabileceği dikkate alınarak, beyanlardan hangisine üstünlük tanındığı gerekçede tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken gerekçesiz mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre;
a) Sanığa verilen 2 yıl 6 ay hapis cezasından TCK’nin 62. Maddesi uyarınca indirim yapılırken, 2 yıl 1 ay olması gereken sonuç cezanın 1 yıl 13 ay olarak tayin edilmesi,
b) TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken …… sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 09/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.