Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2018/1124 E. 2018/3151 K. 05.04.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1124
KARAR NO : 2018/3151
KARAR TARİHİ : 05.04.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Asıl Karar: Sanık … hakkında beraat
Sanıklar …, … haklarında mahkumiyet
Ek Karar: Temyiz isteminin reddi

A-Sanık … hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesine göre verilen “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” ilişkin karara karşı aynı Kanun’un 231/12. maddesine göre itiraz yolu açık olup temyiz olanağı bulunmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan itirazın, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 07/01/2015 tarih ve 2015/3 değişik iş numaralı kararı ile reddedilerek kesinleştiği anlaşılmakla; dosyanın bu yönden incelenmeksizin mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B-Sanık … hakkında “2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında verilen beraat hükmünde sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesine ilişkin gösterilen dayanak maddesinin “CMK’nın 223/2-e bendi” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Sanığın yüklenen suçu işlediği sabit olmadığından CMK’nın 223/2-e madde ve bendi uyarınca beraati gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
C-Sanık … hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın yokluğunda verilen kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olması nedeniyle sanığın öğrenme üzerine 20.05.2015 tarihli temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile temyizin yasal süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle temyiz isteminin reddine ilişkin usulsüz olarak verilen 01.04.2016 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
1-Sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunmalarında el arabası ile seyyar manavlık işi yaptığını,…denilen şahsın peynirci dükkanı olduğunu, dükkanı kendisinin üzerine yapalım diyerek kandırdığını,…’nın kendisini notere götürüp, orada imza attırdığını, noterdeki yazıyı okumadığını, sahte fatura da tanzim etmediğini belirtmesi, temyiz aşamasında sunduğu 17.03.2016 ve 15.04.2016 tarihli dilekçelerinde cahilliği nedeni ile kandırıldığını, şirket ve fatura işlerinden anlamadığını, …’nın kendisini kandırarak üzerine şirketi yaptığını ve noterde vekalet verdirttiğini,…’ı şahit tayin ettiğini… ve … hakkında Karşıyaka Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunduğunu ve tekrar yargılanmak istediğini belirtmesi, dosyada mevcut suça konu faturaların adına düzenlendiği … Rest. İşl. Tic. Ltd. Şti. ve … Gıda Mamülleri Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan karşıt incelemeler sonucu düzenlenen raporlarda yer alan 14.08.2012 tarihli tutanakta… Gıda Mamülleri Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi …’nin ifadesinde,…Organik Gıda Turz. İnş. Nak. Yemek Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’den alışlarının gerçek olduğunu ve bu şirketten … ile görüştüğünü, ödemeleri genellikle çek ile yaptıklarını bazen de nakit olarak yaptıklarını, 19.04.2012 tarihli tutanakta… Rest. İşl. Tic. Ltd. Şti.’nde çalışan muhasebe elemanı…’nun ifadesinde firmaları adına alışları gerçekleştiren kişinin bir satış elemanı olduğunu, firma yetkililerini de çok iyi tanımadıklarını, ödemeleri de nakit olarak yaptıklarını belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için; sanığın tekrar dinlenilerek savunmasında belirttiği … ve…’ın açık kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ile bu şahısların tespit edilmeye çalışılması, sanığın bu kişiler hakkındaki şikayetinin akıbetinin araştırılması, bu şahısların temini halinde tanık sıfatıyla beyanlarının alınması ve suça konu fatura asıllarının ilgili vergi dairesinden temin edilerek faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa ve bu şahıslara ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları kullanan … Rest. İşl. Tic. Ltd. Şti. ve … Gıda Mamülleri Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … Gıda Mamülleri Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. şirket yetkilileri de dinlenerek ve mümkünse sanıkla yüzleştirilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Adli emanetin 2012/3863 sırasına kayıtlı suça konu fatura suretleri hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.