Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/9937 E. 2021/7891 K. 06.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/9937
KARAR NO : 2021/7891
KARAR TARİHİ : 06.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenleme

… Mal Müdürlüğünün mükellefi olan sanığın, “2010 takvim yılında sahte müstahsil makbuzu düzenlediği” iddia ve kabul edilen kamu davasında, sanığın suçlamaları kabul etmediği, inşaat malzemesi ve zahire alım satımı yaptığını, muhasebecisinin kayıtları düzenli tutuğunu, işleri bozulunca stopajı yatıramadığını, sahte fatura kullanmadığını beyan etmesi karşısında , gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1)Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı yetkilileri ya da vergi dairesi tarafından müstahsiller nezdinde herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı ve rapor düzenlenip düzenlenmediği,
2)Çiftçiler tarafından satıldığı iddia olunan malların üretimine ve satışına ilişkin belge bulunup bulunmadığı,
3)Sanığın dava konusu malların alındığını gösteren miktar kadar mal girişi olup olmadığı, buna dair sevk ve taşıma irsaliyelerinin bulunup bulunmadığı, bu malları saklama kapasitesinin olup olmadığı, mal bedelinin satıcılara ödendiğine ilişkin ticari teamüle ve belgeleme zorunluluğuna uygun şekilde kasa mevcudu ve/veya banka hesaplarına uyumlu çıkış belgeleri bulunup bulunmadığının araştırılması,
4)Adlarına müstahsil makbuzu düzenlenen ( kanaat oluşturacak sayıda) kişilerin CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması ile sanığa mal satıp satmadıkları, satmışlarsa satılan malın cinsi ve miktarı, bu malın üretimine ve satışına ilişkin ellerinde belge bulunup bulunmadığı sorulup varsa buna ilişkin belgelerinin dosya arasına alınması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu mahkumiyet hükmü kurulması,

5) Kabule göre de;
a) “sahte fatura düzenleme” ve “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme”
suçlarının vasıflarının ve yaptırımlarının farklı olduğu, 213 sayılı Kanun’un 359/a-2. maddesine göre, “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme” suçunun oluşabilmesi için belgenin gerçek bir muamele veya duruma dayanma zorunluluğunun bulunmasının gerektiği, belgenin gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde varmış gibi düzenlenmesi halinde ise, 213 sayılı VUK’nin 359/b maddesindeki sahte belge düzenleme suçunun oluşacağı; sanığın üzerine atılı suçların sübutu halinde eylemlerin sadece 213 sayılı VUK’nin 359/b maddesinde düzenlenen “sahte müstahsil makbuzu düzenleme” suçunu oluşturacağı gözetilmeden gerekçe ve hükümde sanığın muhteviyatı itibariyle yanıltıcı ve sahte belge düzenlediğinin kabul edilmesi,
b) Aynı takvim yılına ait birden fazla müstahsil makbuzu düzenlediği kabul edilen sanık hakkında, TCK’nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasının, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 06.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.