YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/975
KARAR NO : 2018/10769
KARAR TARİHİ : 20.12.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın suça konu bonolardaki kefil kısmına babası yerine imza atmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda; sanığın, nakliye işi ile uğraştıklarını, katılan firma ile aralarında akaryakıt alımı konusunda anlaşma olduğunu, bedelleri daha sonra ödenmek üzere yakıt alıp karşılığında senet verdiklerini, suça konu senetlerin de bu şekilde verildiğini, yerine imza attığı kişinin babası olması nedeniyle art niyetli olmadan onun yerine imza attığını savunması; sanığın babası olan tanık …’nun, oğlu olan sanık ile birlikte nakliye işiyle uğraştıklarını, katılan firma ile aralarında anlaşma olduğunu, buna göre aldıkları yakıtların ücretlerini altı ayda bir ödediklerini, ödemelerine karşılık ilk önce teminat olarak senet düzenleyip verdiklerini, suça konu senetlerin de bu şekilde oğlu tarafından verildiğini beyan etmesi; katılan firma yetkilisi …’in, sanık ve babası ile aralarında akaryakıt alımı konusunda anlaşma olduğunu, suça konu senetlerin akaryakıt alımı nedeniyle düzenlendiğini, sanık aleyhine yapılan başka bir icra takibine sanığın itiraz etmediğini belirtmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 tarih ve 80/98, 19.04.2005 tarih ve 221-38 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi bulunmayıp suç kastından söz edilemeyeceğinden, suça konu bonoların verildiğinden haberdar olduğu anlaşılan tanık …’ndan kendi adına imza atılmasında önceden rızasının bulunup bulunmadığının sorulması; daha önce bu şekilde imzalanıp ödenen bono olup olmadığı araştırılarak, başka bono verildiğinin tespit edilmesi halinde, bunlarla ilgili olarak yapılan yargılamalar ya da icra takiplerinde imzaya itiraz edilip edilmediğinin belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.