YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/9402
KARAR NO : 2021/3017
KARAR TARİHİ : 24.03.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belgeleri gizleme, sahte fatura düzenleme, sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet
Ek karar: Temyiz talebinin kabulü
5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme merciinin Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğu ve sanığın eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunduğu anlaşıldığından hukuken geçersiz olan temyiz talebinin kabulüne dair 22.08.2013 tarihli ek karar kaldırılarak;
Sanığın yokluğunda verilen kararın, sorgusunda bildirdiği adres olan “Kavaklık Mahallesi Mareşal ….” Şahinbey/GAZİANTEP adresine tebliği yerine, “Kavaklık Mahallesi Mareşal…. Şahinbey/GAZİANTEP adresine gönderildiği anlaşıldığından, bina ve daire numaralarında konusunda tereddüt oluşması nedeniyle tebliğ işlemi usulsüz olup temyiz süresini başlatmayacağından, sanık müdafinin 22.08.2013 tarihli temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde verilmiş olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
A) 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi;
Suça konu 2008 takvim yılına ait sahte faturaların gelir vergisinde kullanılması nedeniyle suç tarihinin 25.03.2009 olduğu gözetilerek yapılan incelemede,
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığımın 29.03.2012 tarihli, 2012/5041 esas sayılı iddianamesi ile 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca dava şartı olan mütalaa ve ekindeki vergi suçu raporuna uygun olarak sanık hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanma ve düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan tek hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarından verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi;.
2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından kamu davası açıldığı, sahte fatura kullanma ve düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçundan tek hüküm kurulması yasaya aykırı ise de;
Sanığa yüklenen suçların Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, düzenleme suçu yönünden en aleyhe kabulle 31.12.2007 olan, kullanma suçu yönünden 25.03.2008 olan suç tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
C)Defter ve belgeleri gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz nedenlerinin reddine; ancak:
1-Defter ve belgeleri gizleme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibarıyla engel mahkûmiyeti bulunmayan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden ve yeniden suç işlemeyeceği hususunda olumlu kanaate varıldığından hükmolunan hapis cezası ertelenen sanık hakkında, ertelemeye göre daha lehe sonuçlar doğuran hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2-Defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının 22.07.2010 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 09.08.2010 tarihinin, yüklenen suçun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden, gerekçeli kararda suç tarihinin “2010” olarak eksik gösterilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.