Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/9370 E. 2018/9104 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/9370
KARAR NO : 2018/9104
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek ve Sahte fatura düzenlemeye iştirak
HÜKÜM : Sanık … hakkında 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan: Mahkumiyet
Sanık … hakkında: 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenlemeye iştirak suçundan: Beraat

A) Sanık … hakkındaki beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi;
Sanık … ‘ın 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında,…Yapı İnş…Ltd.Şti. ile … adına sahte faturaların düzenlenmesine iştirak ettiği iddiası ile açılan ve … hakkındaki dava ile birleştirilen davada; sanığın vergi denetmenine verdiği ifadesinde, ikametinde bulunan faturaları …’in emaneten bıraktığını ancak sonradan almaya gelmediğini, sahte fatura düzenlemediğini, şirketleri de bilmediğini söylemesi; vergi raporlarında ise, sanık … ve …’ın Mersin’de muhasebe bürosu işlettiklerinin, sahte kimliklerle ve ayrıca başka şahısların üzerine kurdukları şirketlerin faturalarını bastırdıklarının, kurmuş oldukları şirketlerin inşaat, petrol vb. büyük çaplı şirketler olmasına rağmen iş yerlerinin fiziki kapasitelerinin yeterli olmadığının, iş yerlerine ait depoların bulunmadığının, kurmuş oldukları şirketlere ait faturaları evlerinde ve kiralamış oldukları küçük bürolarda sakladıklarının, mal alım satımı olmaksızın yüzde karşılığında piyasada bulunan şirketlere sattıklarının belirtilmesi nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Vergi raporlarında, Mersin İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği görevlilerinin yapmış olduğu çalışmalar sonucunda edinilen istihbarı bilgilere göre, arama yapılan adreslerden birinin de sanık …’ın konutu olduğu ve sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların bu aramada ele geçtiğinin belirtilmesi, ancak arama kararının ve arama tutanağının dosya içinde bulunmaması karşısında; arama kararı ve arama tutanağının araştırılması varsa aslı veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenip aramanın VUK’nin 147. ve devamındaki hükümlere uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi,
2- Aramanın hukuka uygun olduğunun tespit edilmesi durumunda;
a) Sanığın sahte fatura düzenleme suçuna iştirak ettiği iddiasına göre,…Yapı İnş…Ltd.Şti. yetkilileri hakkında ve vergi raporlarında adı geçen … hakkında açılmış dava bulunup bulunmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyanın getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
b)…Yapı İnş.. Ltd Şti ile …’e ait 2008, 2009, 2010 yıllarında sahte düzenlendiği iddia olunan faturaların ayrı ayrı getirtilmesi; faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde faturalardaki yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın nasıl bir iştiraki olduğunun sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu hususu da gözetilmeden, yazılı şekilde tek beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,
B) Sanık … hakkındaki mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafilerinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
“…” ismi ile motorin alım satımı yapan mükellef sanık …’in 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiası ile açılan davada; sanığın, “…iş yeri benim adıma kayıtlı da olsa burayı başkaları işletmektedir, sadece adıma kurulan şirketten haberdarım, ne iş yaptıklarını bilmiyorum, kesinlikle sahte fatura kesmedim, … ve… bu iş yerini işletmektedir.” diyerek suçlamayı kabul etmemesi; vergi raporlarında ise, faturaları kullanan şirketler tarafından verilen Ba formlarına göre, 2009 yılında 845 adet belge karşılığı 17.404.838 TL, 2010 yılında 85 adet belge karşılığı 1.185.792 TL tutarında mal alım-satımı yapıldığının beyan edildiğinin, sanığın 31.12.2009 tarihinde kapanış bildirdiği halde 22.01.2010 tarihinde 10 cilt daha irsaliyeli fatura bastırmış olduğunun ve 2010 yılının Ocak-Şubat aylarında da sahte fatura düzenlemeye devam ettiğinin, sanığa ait faturaların Mersin’de … ve …, Kütahya’da da … tarafından sahte olarak düzenlendiğinin, sanığın amacının mükellefiyetinin en başından itibaren komisyon geliri elde etmek olduğunun belirtilmesi nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1- Sanığa, … ve … ile …’ı tanıyıp tanımadığının, bu kişiler ile vergi raporlarındaki tespitler kapsamında ilişkisinin ne olduğunun, Mersin ilinde …’ın evinde yapılan aramada işletmesine ait faturaların bulunma nedeninin sorulması,
2- Tarh dosyasındaki 2009 ve 2010 yıllarına ait beyannamelerin kim veya kimler tarafından ne suretle verildiği araştırılıp, beyannameler ıslak imzalı verilmişse getirtilmesi; ayrıca sahte düzenlendiği iddia olunan faturaların getirtilmesi; beyannamelerin ve faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması; kendisine ait olmadığını,… veya…’ a ait olduğunu söylemesi halinde,… veya…’ın CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve beyanname ile faturalar kendilerine gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
3-… veya…’ da beyanname ile faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, beyanname ile faturalardaki yazı ve imzaların sanık,… veya…’ a ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
4- Beyanname ile faturalardaki yazı ve imzaların sanık,… veya…’ a ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
5- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturması, ancak aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak, sanık hakkında TCK’nin 43. maddesinin 1. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Hükümden sonra 24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, kazanılmış hakkın gözetilmesine, 14.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.