Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/8507 E. 2019/4417 K. 06.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8507
KARAR NO : 2019/4417
KARAR TARİHİ : 06.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanıklardan …, … ve …’in, suç konusu faturaları düzenleyen şirketin ortağı olduklarını, ancak faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını, şirketin bütün işlemlerini …’in yaptığını, sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgilerinin bulunmadığını, sanık …’ün de bahse konu şirketin muhasebecisi olduğunu ancak sahte fatura düzenlenmesi konusunda bilgisinin bulunmadığını savunmaları nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanıkların bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması,
2-Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını, …’e ait olduğunu söylemeleri halinde; …’in CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri ve faturalar kendilerine gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması,
3-… de faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söylediği takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara veya …’e ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
4-Faturalardaki yazı ve imzaların, …’e ait olduğunun belirlenmesi halinde, bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması ve dava açıldığı taktirde bu dava ile birleştirilmesi,
5-Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
Faturayı düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları kullanana ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilerek faturayı düzenleyen mükellef ile kullanan mükelleflerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının ve şirket ortağı olan sanıkların sahte fatura düzenleme eyleminin sübut bulması halinde muhasebeci olan sanık …’ün, … sayılı … Muhasebecilik, … Muhasebeci … Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği olarak verilen hizmet kapsamında mükellef şirketin beyannamelerini vermek dışında ne şekilde sahte fatura düzenleme suçuna iştirak ettiğinin, … sayılı VUK’nin 360. maddesi uyarınca suçtan maddi menfaat elde edip etmediğinin tespit edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
6-Kabule göre;
a)Sanık …’ün 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan hükümlerde; TCK’nin 37-39. maddeleri uyarınca suçu, doğrudan doğruya birlikte işleyerek iştirak edilebileceği gibi azmettirerek veya yardım etmek suretiyle de iştirak edilebileceği, iştirakın niteliği belirlenmeden ve VUK’nin 360. maddesine göre suçtan menfaat elde edip etmediği araştırılmadan hüküm tesisi,
b) Sanıklar …, … ve … hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan hükümlerde; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren … sayılı Kanun’un 276. maddesiyle değişik … sayılı VUK’nin 359/b maddesinde öngörülen cezanın alt sınırının 3 yıl hapis olduğu, sahte fatura düzenleme suçunda en son düzenlenen fatura tarihinin suç tarihi olduğu, faturaların temin edilmemesi nedeniyle dosya kapsamında suç tarihinin tespit edilemediği gözetilmeden, sanık … hakkında temel cezanın 18 ay, sanıklar … ve … hakkında temel cezanın 3 yıl olarak tespit edilmesi suretiyle hüküm kurulması;
c)Tüm sanıklar hakkında kurulan hükümlerde … sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, … ve … ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından sonuç ceza miktarı yönünden sanık …’ün kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 06.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.