Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/8323 E. 2020/3736 K. 30.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8323
KARAR NO : 2020/3736
KARAR TARİHİ : 30.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28.11.2011 tarihli 2011/908 numaralı iddianamesi ile sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan açılan dava ile ilgili olarak mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
I- 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik, sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında takdiri indirim yapılırken uygulama maddesinin suç tarihi itibariyle yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’nin 62. maddesi yerine 765 sayılı Kanunun 59. maddesi olarak gösterilmesi;
Yasaya aykırı, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının takdiri indirimle ilgili “765 sayılı TCK’nun 59/2 mad.gereğince takdiren 1/6 oranında indirim yapılarak” cümlesinin çıkarılması; yerine “5237 sayılı TCK’nin 62. maddesi gereğince 1/6 indirim yapılarak” ibaresinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanığın, defter ve belge gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ;
Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz taleplerinin reddine, ancak;
1-5271 sayılı CMK’nin 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca, mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. Zarar değil tehlike suçu olması nedeniyle defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı halde, engel sabıkası bulunmayan ve takdiri indirim uygulanarak cezası ertelenen sanık hakkında “zararın karşılanmadığı” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi;
2- Defter belge ibraz etme istem yazısının sanığa 26.07.2010 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 11.08.2010 tarihinin, defter belge gizleme suçunun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden, gerekçeli kararda suç tarihinin yanlış gösterilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
30.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.