Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/8086 E. 2018/10899 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/8086
KARAR NO : 2018/10899
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

I. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılmış olmaları nedeniyle, suç tarihi “25.08.2007” olacağından, gerekçeli karar başlığında “2007 yılı” olarak yanlış yazılan suç tarihinin, mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140- 2015/85 E.-K. sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II. Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı Kanun’un 10 ve 333. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanun’un 359 ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiili işleyenler hakkında hükmolunacağı belirtildiğinden, tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemişse sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu, 11.10.2006 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan kararda şirket müdürlüğü görevine sanıklar … ve …’nin devam edeceğinin belirtildiği, sanık …’nin şirketin şantiye işleri ile ilgilendiğini, hesap işlerine kardeşi …’nin baktığını savunması, sanık …’nin şirketin fiilen idaresinden kendisinin sorumlu olduğunu, diğer sanık …’nin şirketin idaresi ile ilgisinin bulunmadığını belirtmiş olması göz önünde bulundurularak, sanık …’nin sahte fatura kullanma eylemine iştirak ettiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12. 2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.