Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/6463 E. 2019/4944 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6463
KARAR NO : 2019/4944
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Sanık hakkında, katılan …’un Kayapalı Nilüfer Turizm Seyahat ve Otobüs İşletmeciliği Tic. Ltd. Şti’nde şöför olarak çalıştığı dönemde çalışma ücretlerini alamadığından bahisle, şirket aleyhine Bursa 6. İş Mahkemesi’nin 2011/1469 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı alacak davasında, şirket adına 17.09.2012 tarihinde dosyaya sunulan 2010 yılı Mayıs, Temmuz, Eylül, Ekim, Kasım aylarına ait ücret hesap pusulaların sahte olarak düzenlendiği ve katılana atfen atılan imzaların katılanın eli ürünü olmadığı gerekçesiyle “özel belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasında; sanığın suç tarihinde şirketin çalışanı olduğunu, şirkette maaş ödemelerini kendisinin yapmadığını, ödemlerin Halk Bankası A.Ş. ve PTT aracılığıyla yapıldığını ve çalışanlara bordroların bilgi amaçlı verildiğini savunması, dosya içerisinde bulunan ve sanık adına düzenlenen Bursa 15. Noterliğinin 20.02.2013 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletname, ekleri ve içeriğinden sanığa şirketi temsil için 20.02.2013 tarihi itibarıyla yetki verildiği, şirketin müdürünün aslen Hüseyin Kayapalı olduğu ve Bursa 15. Noterliğinin 15.01.2009 tarih ve 1603 yevmiye numaralı imza sirküleri içeriğinden, Hüseyin Kayapalı’nın 10.01.2009 tarih ve 1 numaralı şirket karar defterinde alınan karar ile müdür olarak atandığı, bu durumda sanığın şirketi temsile suç tarihinde sonra yetkilendirildiği anlaşıldığından;
1- Suç tarihi itibarıyla, suça konu bordroların düzenlenmesinden ve Bursa 6. İş Mahkemesi’nin 2011/1469 Esas sayılı dosyasına sunulmasından kimin sorumlu olduğu, suç tarihinde şirketi temsile yetkili olan kişinin araştırılması, 10.01.2009 tarihinden itibaren şirket müdür olarak görev yapan Hüseyin Kayapalı’nın CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, suça konu belgelerin düzenlenmesi ve mahkemeye sunulması konusunda sanığın iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
2- Suça konu belge asılları getirtilip incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içinde bulundurulması, aldatma yeteneğinin ne şekilde gerçekleştiğinin karar yerinde tartışılması,
3- Sanığın savunması doğrultusunda, PTT müdürlüğünden,suça konu şirket tarafından katılana yapılan ödemeler ile ilgili kayıtlar istenerek, UYAP üzerinden yapılan araştırmadan, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.12.2014 tarih ve 2014/12320 esas, 2014/22703 Karar sayılı kararı ile onandığı anlaşılan Bursa 6. İş Mahkemesi’nin 2011/1469 Esas, 2014/324 Karar sayılı dosyasının dosya içerisine alınarak, Halk Bankası A.Ş’den gelen ödeme kayıtlarına ilişkin belgeler ile birlikte bilirkişi incelemesi yaptırılıp suça konu maaş bordrosundaki bedellerin sanığa verilip verilmediğinin tespit edilmesi,
4- Suça konu belgelerdeki katılana atfen atılan imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
5- Kabule göre ise;
a- … sayılı TCK’nin 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” denilmiş olması nedeniyle aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilerek, sanık tarafından kullanıldığı iddia edilen suça konu sahte maaş bordrolarının aynı anda mahkemeye sunularak kullanılması, değişik zamanlarda düzenlendiğine dair delil bulunmaması karşısında; … sayılı TCK’nun 43. maddesi kapsamında teselsül koşullarının oluşmadığı, ancak belge sayısının temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmemesi,
b- Hükümden sonra 24/11/2015 tarihli ve … sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile … sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, … sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 22.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.