YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6279
KARAR NO : 2018/9958
KARAR TARİHİ : 05.12.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık …’in, suça konu iki adet çeki …. ile aralarındaki alacak ilişkisi nedeniyle verdiği, çekin hesap sahibinin sanığın eşi … olduğu, ancak çeki sanığın imza ve yazı kısmını doldurarak piyasaya sürdüğü, bu suretle “Resmi Belgede Sahtecilik” suçunu işlediği iddia ve kabul olunduğu davada; sanığın, “…suça konu Halkbank … Şubesine ait 15000 TL ve 12500 TL’lik çekler eşim …’e aittir ve kendisi imzalayıp bana vermiştir, ben …. Balıkçılık şirketinin yetkilisiyim, yaptığımız alışveriş karşılığı bu çekleri ben iddianamede sanık olarak gösterilen…’in yetkilisi olduğu … Çözüm şirketine verdim, ancak bu şahıslar bu çek karşılığında bana verilmesi gereken hizmeti vermediler, bu sebeple çek bedelini ödemedim.” dediği, soruşturma aşamasında ise, “çekleri ben keşide etmedim” diyerek suçlamayı kabul etmediği dikkate alınarak;
1-Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından;
a)27.1.2012 tarihli bilirkişi raporunda, keşideci imzasının sanığın eli ürünü olup olmadığı hususunda herhangi bir saptamaya gidilemeyeceğinin bildirilmesi ve yazı incelemesi de yapılmamış olması karşısında, sanığın suç tarihinden önceki mukayeseye elverişli yazı ve imzalarının temini ile çeklerdeki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b)Çeklere dayalı olarak yapıldığı belirtilen Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/4022 E. sayılı takip dosyasının getirilerek incelenmesi, ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine alınması,
Sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Kabule göre de,
a)Suça konu hamiline düzenlenmiş çeklerin, 1. ciranta olan …….Ltd.Şti. yetkilisi…’e aynı veya farklı tarihlerde verilip verilmediği tespit edilerek, değişik zamanlarda verilmiş ise, cezada TCK’nin 43. maddesinin uygulanması, aynı zamanda verilmesi durumunda ise, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığının ve sahte belge sayısı dikkate alınarak TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
b)Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.