Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/6049 E. 2019/4798 K. 16.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6049
KARAR NO : 2019/4798
KARAR TARİHİ : 16.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

… sayılı TCK’nın 205. maddesindeki “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçunun oluşabilmesi için resmi bir belgenin içeriğindeki bilgilerin anlaşılmaz, kullanılamaz hale getirilmekle birlikte maddi varlığına dokunulmaksızın ondan faydalanma olanağının imkansız hale getirilmesi suretiyle bozulması veya belgenin maddi varlığına son verilerek yok edilmesi ya da belgenin bütünlüğüne dokunmaksızın hak sahibinin ondan yararlanmasını engelleyecek şekilde gizlenmesi gerekmektedir. Failin bir belgeyi ortadan kaldırmak, bozmak veya gizlemekle elde etmek istediği sonuç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemekten ibarettir. Nitekim, belge ortadan kalkınca veya bozulunca yararlanma olanağı kalmayacağından failin elde etmek istediği sonuç da gerçekleşecektir. Gerçek belgenin aslı ortadan kaldırılarak veya bozularak sonuç elde edildiğinde suç da tamamlanmış olur. Belgenin bozulması, yok edilmesi veya gizlenmesinin amacı hak sahibinin suça konu belgeden yararlanmasının önlenmesidir. Diğer bir anlatımla anılan suç, hak sahibinin o belgeden yararlanmasını engellemek amacıyla kanıt değeri taşıyan belgelerin ortadan kaldırılması, bozulması ya da gizlenmesi suretiyle oluşacaktır.
Alacaklısı sanık, borçlusu katılan olan suç konusu senette meblağ üzerinde tahrifat yapılması şeklinde gerçekleşen somut olayda, herhangi bir hakkın kullanımının engellenmemesi nedeniyle “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçu değil, aldatma niteliğinin bulunması halinde resmi belgede sahtecilik suçu oluşacaktır. 29.04.2014 tarihli oturumda suça konu belge huzura getirtilip incelendiğinde “ödeme tarihi, TL ve borçlu hanesinin önce siyah, sonra mavi veya önce mavi sonra siyah kalemle yazıldığının anlaşıldığı, bononun arka tarafına bakıldığı zaman … TL ödeme bedelindeki en baştaki 1’in mavi kalemle yazıldığının fark edilmesi nedeniyle, iğfal kabiliyetinin olmadığının değerlendirilmesi 03.01.2013 tarihli uzmanlık raporunda da aynı mahiyette değerlendirme yapılarak, senedin aldatma kabiliyetini haiz olmadığı” tespitine yer verilmesi karşısında; belgenin aldatma niteliği bulunmadığından, unsurları oluşmayan resmi belgede sahtecilik suçundan sanık hakkında beraat yerine olayda uygulama yeri bulunmayan resmi belgeyi bozma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre; … sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı … sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.