Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/5190 E. 2018/1046 K. 08.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/5190
KARAR NO : 2018/1046
KARAR TARİHİ : 08.02.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Resmi belgede sahtecilik suçlarının konusunu oluşturan belgenin, taşınabilen bir şey üzerine yazılıp da hukuki hüküm ifade eden, bir olayı kanıtlamaya yarayan, üzerinde yazıların bulunduğu nesne olduğu, 5237 sayılı TCK’nın 204. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, belgenin varlığının kabulü için yazılı kağıdın bulunmasının zorunlu olmadığı, bir metal levha üzerine yazı yazılması halinde de diğer unsurların varlığı durumunda, belgeden söz edilebileceği cihetle, mahkumiyet hükmüne esas alınan belgelerin neler olduğu gerekçeli kararda açıkça gösterilmeyerek denetime sahte elverişssiz hüküm kurulması,
2-Ankara 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev yapan sanığın 2007-2011 yılları arasında birçok defa Maliye Bakanlığının SAY-2000 olarak adlandırılan sistemine, bu sisteme bakan memurların izin vermesi sebebiyle müdahale ederek kurum memurlarının maaş hesaplarında oynamalar yaparak ortaya çıkan fazlalığı kendi hesabına aktarmak suretiyle müteselsilen resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; Ankara 1 nolu F tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’nün 29.02.2012 tarih ve 2012/1-68 sayılı “sanık 06.08.2001 tarihinden tibaren devlet memuru olarak göreve başlamış, mutemet görevlendirmesi bulunmamakla birlikte 2002 yılında mutemetlik görevine başlamıştır.” şeklindeki cevabi yazısından fiilen 2002 yılından itibaren daire amirinin sözlü emri ile maaş mutemeti olarak çalıştığı anlaşılan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 204/2. maddesinde tanımlanan “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunu oluşturacağı gözetilmeyerek eksik ceza tayini,
3-Kendini vekille temsil ettiren katılan idare lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
4-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.