Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/4984 E. 2018/929 K. 06.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/4984
KARAR NO : 2018/929
KARAR TARİHİ : 06.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanığın suça konu 12/12/2010 düzenleme tarihli, 28/02/2011 ödeme tarihli ve 5000 TL bedelli senedi … adına düzenleyip, onun yerine sahte imza atarak borcuna karşılık katılana verdiği iddia ve kabul edilen somut olayda; sanığın, olay tarihinde eniştesi olan … isimli kişi ile ortaklığının olduğunu, …’ın …’a iki adet senet vereceği hususunda …’un … ile görüştüğünü, söz konusu senetleri almak üzere Alanya’ya gittiğini, Alanya’ya gittikten sonra …’ı aradığını, onun kendisine Alanya dışında olduğunu, kırtasiyeden 2 senet alarak adına doldurup imzalamasını söylemesi üzerine bu işlemleri yaptığını ve senetleri eniştesi …’a teslim ettiğini, …’un bu senetleri katılana verdiğini, katılanın senetlerden birini …’dan tahsil ettiğini, daha sonra … ile …’ın aralarının bozulması nedeniyle …’ın diğer senet bedelini katılana ödemediğini ve icra takibinde imzaya itiraz ettiğini, kendisinin suça konu senet nedeniyle katılana 4170 TL verdiğini, geri kalan miktarı da peyder pey ödediğini, suç işleme kastının olmadığını savunması; soruşturma aşamasındaki beyanında ise bonoların düzenlenmesi hususunda … ile aralarında geçen telefon görüşmesi sırasında onun kendisine o sırada yanında …’un da olduğunu beyan etmesi; katılanın mahkeme huzurundaki ifadesinde, alacağından dolayı …’dan iki adet 5 bin TL lik senet aldığını, senetlerden bir tanesinin …’e ait olduğunu, bu senetlerden bir tanesini …’den tahsil ettiğini, ancak bu sırada …’in bu senetlerin kendisine ait olmadığını ve kendisine yardımcı olmak amacıyla ödediğini söylediğini, …’in …’a Üçbin TL borcunun olduğunu, bu borcunu … yerine kendisine ödediğini, …’dan ikibin TL değerinde mal aldığını, malın bedelini de kendisine ödediğini, alacağını bu şekilde tahsil ettiğini, suça konu senedin ise sanığa ait olduğunu, bu senedi tahsil edemeyince icraya verdiğini, daha sonra senetteki imzaların sahte olduğunu öğrendiğini, senetlerin yanında imzalanmadığını beyan etmesi, soruşturma aşamasında alınan beyanında inşaatlarda boyacılık işi yaptığını, …dan daire satımından dolayı bir miktar alacağının kaldığını, …’un sanık … ile birlikte yanına gelerek borcuna karşılık iki adet beş bin TL senet verdiğini, bu senetlerden bir tanesinin …’e ait olduğunu, diğerinde ise asıl borçlunun …, kefilin de sanık … olduğunu, …’in borçlu olduğu senetteki imza ve yazıların sanığa ait olduğunu, …’e ait senedi tahsil ettiğini ancak …’in borçlu, …’in kefil olduğu senedi vadesinde tahsil edemediğini, senedi ödemediklerinden dolayı icraya verdiğini, …’in Antalya’da ikamet ettiğini, açık adresini bilmediğini, ancak… nolu telefonu kullandığını beyan etmesi; sanık tarafından … adına imzalanmış senetlerden birinin … tarafından ödendiğinin anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, … ve …’un suça konu senetle ilgili olarak beyanlarının alınmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Suça konu senetle ilgili olarak Alanya 1. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 15.05.2012 tarih ve 2011/627 Esas, 2012/273 Karar sayılı ilamda, suça konu bonoda lehdar gösterilmediğinin tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, üzerinde lehdar ismi yazılı olmayan ve yasal unsuru eksik olan bonodan dolayı sanığın fiilinin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmadığının tartışılmaması,
b)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.