Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/495 E. 2020/6506 K. 05.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/495
KARAR NO : 2020/6506
KARAR TARİHİ : 05.11.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defterd ve belge gizleme
HÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet
Ek karar: Sanık …’ın temyiz talebinin reddi

I-Sanık … hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın, sanık … hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme, sanık … hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık …’ın yokluğunda verilen kararın, aynı zamanda bilinen en son adresi olan MERNİS adresine öncelikle Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince, sanık …’ın yokluğunda verilen kararın ise öncelikle sorgusunda bildirdiği adresine Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliği gerekirken, MERNİS adresine doğrudan Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince yapılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu anlaşılmakla; öğrenme üzerine temyizlerinin süresinde yapıldığının kabulü ile sanık … hakkında verilen temyiz isteğinin reddine ilişkin 16.10.2015 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede:
Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenleme şeklinde gerçekleşen eylemlerine ilişkin olarak, sanıklar hakkında TCK’nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıklar … ve … müdafileri ile sanık …’ın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Sanıklar hakkında mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak “sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, temyize konu kararın gerekçesinde de sanıkların sahte fatura düzenledikleri ve bu şekilde vergi usul kanununa muhalefet suçunu işledikleri kabul edilmesine karşın, hüküm bölümünde “…sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge kullanarak vergi kaybına neden olmak…” denilmek suretiyle gerekçe ve hüküm arasında çelişkiye neden olunması,
Yasaya aykırı, sanıklar … ve … müdafileri ile sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkralarından “…bilerek sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge kullanarak vergi kaybına neden olmak …” ibarelerinin çıkartılarak yerine “…sahte fatura düzenleme” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanık … hakkında 2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığa yüklenen “sahte fatura düzenleme” suçunun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
III-Sanık … hakkında 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme ile defter ve belge gizleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz talebinin incelenmesine gelince;
1)Sanık … hakkında 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında, sanığın 18.10.2010 tarihli kararla şirket hissesini devrederek şirketten ayrıldığını beyan etmesi, ibraz edilen 18.10.2010 tarihli karar fotokopisinde sanığın hisselerini … ve…’e devrederek ortaklıktan ayrıldığı, imza yetkisinin iptal edildiği, şirket müdürlüğüne …’ın atandığının belirtilmesi karşısında, sanığın 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleyip düzenlemediğinin, bu suça iştirak edip etmediğinin ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, hisse devrine ilişkin karar aslının temin edilmesi, ayrıca noter sözleşmesi ile devredilip devredilmediği, hisse devrinin Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilip edilmediğinin araştırılması, gerektiğinde sanıktan hisse devralan şahıslar da tanık sıfatıyla dinlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi,
2)5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; 213 sayılı VUK’nin 367. maddesi uyarınca kovuşturma şartı olan vergi dairesi başkanlığının 06.06.2011 tarih, 54 sayılı mütalaasına rağmen sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan kamu davası açılmadığı halde iddianame dışına çıkılarak “defter ve belge gizleme” suçundan hüküm kurulması,
3)Kabule göre de;
a)Sanık hakkında mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak “sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, temyize konu kararın gerekçesinde de sahte fatura düzenlediği ve bu şekilde vergi usul kanununa muhalefet suçunu işlediği kabul edilmesine karşın, hüküm bölümünde “…sahte ve muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge kullanarak vergi kaybına neden olmak…” denilmek suretiyle gerekçe ve hüküm arasında çelişkiye neden olunması,
b)Aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlediği iddia ve kabul olunan sanık hakkında TCK’nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayini,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 05.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.