Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/3789 E. 2019/4630 K. 13.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3789
KARAR NO : 2019/4630
KARAR TARİHİ : 13.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

1-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşabilmesi için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu hallerde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp, görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan, yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda belirtilen suç oluşmaz. … sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 268. maddesinde tanımlanan, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için ise, failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanarak başkası hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını sağlaması gerekir. Bu hüküm ile … sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark soruşturma ya da kovuşturmaya konu olmuş bir suçun işlenmiş olma şartıyla failin kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasıdır.
Bu açıklamalara göre; sanığın, … isimli şahıslar arasındaki sahte çek olayı ile ilgili olarak ağabeyi…’ın kimlik bilgileriyle tanık sıfatıyla beyanda bulunmak suretiyle resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği somut olayda, dosya içerisinde… kimlik bilgileriyle 03.05.2013 tarihli şüpheli sıfatıyla verilmiş beyanın olduğunun anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, sanığın tanık sıfatıyla dinlendiği soruşturma sonucunun araştırılması, dava açılmış ise dosyanın getirtilerek incelenmesi, sanığın tanık olarak alınmış ifadesi olup olmadığının belirlenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya içine konulması, suçun maddi konusu tanık sonucuna göre tüm deliller tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de ;
a)Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün ve 2013/8- 151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği cihetle; İznik Asliye Ceza Mahkemesinin 23.12.2006 tarih 2007/132 E. – 2010/13 K. sayılı, 25.01.2013 tarihinde kesinleşen 3 yıl hapis cezasına dair ilamın tekerrüre esas alınan Bursa 14. Asliye Ceza Mahkemesinin ilamından daha ağır hükümlülük içerdiği ve tekerrür uygulamasına esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)… sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, … sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken … sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ceza miktarı ve tekerrürle ilgili koşullu salıvermeye esas olacak süre yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 13.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.