Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/3707 E. 2017/4583 K. 14.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3707
KARAR NO : 2017/4583
KARAR TARİHİ : 14.06.2017

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.07.2016 gün ve 2016/7015 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.09.2016 gün ve KYB. 2016/305953 sayılı ihbarnamesi ile;
Güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından müşteki şüpheli … ve şüpheliler …ı Denetim Limited Şirketi yetkilileri,…. Gıd. Ve…. Hiz. Tic. A.Ş. yetkilileri, Sincan Belediye yetkilileri, …. ve…haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/02/2016 tarihli ve 2015/21077 soruşturma, 2016/4010 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/03/2016 tarihli ve 2016/803 değişik iş sayılı kararının “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve Adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, somut olayda “BİLİRKİŞİ LİSTESİNDEN SEÇİLEN BİLİRKİŞİ …’NUN 17/02/2016 TARİHLİ RAPORUNA GÖRE özetle; ” incelenen 12 adet hakediş raporlarında, yıl sonu seviye tespit tutanağında, yapı denetim sözleşmesinde bulunan imzaların belge üzerinde yapılan inceleme sonucunda, … adına atılı imzaların … elinden çıkmış olmasının mümkün olduğu, söz konusu imzalar ile… ve Sincan Belediyesi yetkililerinin imzaları arasında grafolojik ve karakteristik irtibatın mevcut olmadığı, fark olduğu, söz konusu belgelerin yıl sonu seviye tespit tutanağı ve hakediş raporları olduğu, bu belgelerin değişik aşamalarda kullanılarak nihayetinde iskan raporu talep edildiği, iskan raporu talep etmenin yapı sahibinin lehine ve kamu lehine bir işlem tesisi olduğu, zaten iskan raporu alma şartlarının mümkün olmaması halinde iskan raporunun verilmeyeceği, aksi bir durum olduğunda bunun bir idari işlem olup iptali için ilgili mercilere başvurulabileceği, SÖZ KONUSU BELGELERİN KESİN, İNANDIRICI, SOMUT VE ALEYHE BİR SAHTECİLİK İŞLEMİNE KONU OLMADIĞI, BU NEDENLERLE ADLİ DOSYA KAPSAMINDA OBJEKTİF SAHTECİLİK İŞLEMİNİN VUKU BULMADIĞI”, soyut iddia dışında, şüphelilerin ve müşteki şüphelinin yüklenen suçu işlediğini gösterir, dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığından” bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müşteki ….’nın soruşturma aşamasında alınan beyanlarında yıl sonu tespit raporu ve yapı denetim hak ediş raporlarında bulunan müteahhit imzalarının hiçbirinin kendisine ait olmadığını, yapı denetim firmasının belediyede yedieminde bulunan paranın tamamını aldığını, ancak sahte imzalı belgeler ile kendisinden fazladan para talebinde bulunduğunu beyan etmiş olması karşısında,…tarafından düzenlenen 17/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda sahte olduğu iddia olunan belgeler üzerindeki imzaların sadece müşteki şüpheli …’e ait olup olmadığına ilişkin incelemenin yapıldığı, ancak bahse konu sahte olduğu iddia olunan imzaların müşteki …ya ait olup olmadığına ilişkin herhangi bir incelemenin yapılmadığı, müştekinin yukarıda belirtilen iddiaları üzerine bilirkişi raporu aldırılarak belirtilen belgeler üzerindeki imzaların müştekiye ait olup olmadığının tespit edilip, müştekiye ait olmaması ve yapı denetim firmasının bu belgelere dayanarak müştekiden hak etmediği halde fazladan para talebinde bulunmasının söz konusu olup olmadığının, yapılan bütün iş ve işlemlerin bir bütün halinde incelenerek ayrıca bir bilirkişi raporu alınarak ortaya çıkacak duruma göre ihtilaf konusu belgelerin huzurunda atıldığı kamu görevlilerinin hukuki durumlarının da değişeceği gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
İncelenen dosya içeriğine göre kanun kararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavclığınca düzenlenen 18.02.2016 tarih ve 2015/21077 soruşturma, 2016/4010 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin 15.03.2016 gün ve 2016/803 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 14.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.