YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3631
KARAR NO : 2017/4379
KARAR TARİHİ : 08.06.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanmak
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanıklar hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura kullandıkları iddiası ile açılan kamu davasında, sanık …’ın aşamalarda suçlamaları kabul etmeyerek, kendisinin o dönem şirketteki hissesinin yüzde 1 olduğunu, şirket işleriyle herhangi bir ilgisinin olmadığını, sanık …’in ise, suçlamaları kabul etmeyerek, kendisinin şirketin yöneticisi olduğunu, tüm alımların gerçek olduğunu savunması, sahte fatura kullanmak suçunda, suçun maddi konusunun fatura olduğu, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de alım satım ya da hizmet ifasının belgesi olan faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi amacıyla; suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması ve incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlendiği görülmekle, bu raporlar ve şirket yetkilileri hakkında açılan dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.12.1990 gün ve 312/340 sayılı kararında açıklandığı üzere, 213 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarında cezaya muhatap olacak birden fazla sorumlu bulunması halinde temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar ile eylemin sorumlusu belirlenerek, toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre; 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.