Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/3629 E. 2017/4381 K. 08.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3629
KARAR NO : 2017/4381
KARAR TARİHİ : 08.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet

Katılan vekilinin 17.07.2013 tarihli dilekçesi üzerine mahkemece 17.07.2013 tarihli ek karar ile vekalet ücreti tayinine karar verilmiş ise de, hüküm ile dosyadan el çekildiğinden söz konusu ek kararın hukuki değerden yoksun olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanıkların “2006 ve 2007 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek“ suçlarını işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; Sanık …’in, şirketle ilgili işlemlerle kendisinin ilgilenmediğini, şirketin sorumlusunun sanık … olduğunu, sanık …’in ise, şirketin asıl sahibinin, dosyası tefrik edilen …n olduğunu, kendisinin gerçekte bu kişinin elemanı olduğunu, şirkette tüm işlemlerin, şirketin asıl sahibi olan …n’in bilgisi ve talimatı dahilinde gerçekleştiğini savunması, dosya içerisinde 31.07.2007 tarihli bir adet fatura dışında 2007 takvim yılına ait başka faturanın bulunmadığının anlaşılması, sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK’nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı cihetle gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; 2007 takvim yılına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi’nden sorularak kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek dosya arasında bulundurulması, sahte faturaları kullanan şirket yetkililerinin tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulmak suretiyle sanıkları ve …n’i tanıyıp tanımadıkları, suça konu faturaları kimden, hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları hususlarının ayrıntılı olarak sorulması, gerekirse faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanıklara ve …n’e ait olup olmadığına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.12.1990 gün ve 312/340 sayılı kararında açıklandığı üzere, 213 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarında cezaya muhatap olacak birden fazla sorumlu bulunması halinde temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar ile eylemin ayrıntısını bilen temsilci belirlenerek, toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a- Sanıkların mahkumiyetine karar verildiği halde kendini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesindeki maktu vekalet ücretine hükmolunmaması,
b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık … müdafii ile sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 08.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.