YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3579
KARAR NO : 2017/4188
KARAR TARİHİ : 05.06.2017
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanık hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura kullanma” suçundan açılan kamu davasında; sanığın üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek, faturalara konu alışverişlerin gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; dosya kapsamına göre sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlendiği görülmekle, ilgili raporlar temin edilerek, bu faturaları düzenleyen şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti ve birleştirilmesi mümkün olmadığı takdirde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına alınması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Ankara Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 17.08.2012 tarihli mütalaası ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21.10.2012 tarih ve 2012/33024 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “sahte fatura kullanmak” suçundan kamu davası açıldığı halde, gerekçede “sahte fatura kullanma” suçu ile birlikte “muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kullanmak” suçundan da söz edilmesi ve hüküm kısmında “sahte fatura düzenlemek” suçundan hüküm kurulduğunun belirtilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
b)Suça konu faturaların KDV indiriminde kullanılması nedeniyle, 2006 takvim yılı için 21.01.2007 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2006” şeklinde yanlış yazılması,
c)Suç tarihi gözetildiğinde, lehe yasa değerlendirmesi yapılmaması ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesinde öngörülen 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezasından teşdiden üst sınırdan mı, yoksa 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Yasanın 359/b-1 maddesinde öngörülen 3 yıldan 5 yıla kadar olan hapis cezasından dolayı alt sınırdan mı ceza verildiğinin anlaşılamaması nedeniyle denetimden yoksun hüküm kurulması,
d)5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 05.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.