Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/3116 E. 2021/1830 K. 24.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/3116
KARAR NO : 2021/1830
KARAR TARİHİ : 24.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belge gizleme
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat

I- Sanık hakkında 2012 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında 2012 takvim yılı ile ilgili olarak elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz taleplerinin reddiyle hükmün ONANMASINA,
II- Sanığın, defter ve belge gizleme suçu ile 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
1- Defter ve belge gizleme suçuyla ilgili olarak; 213 sayılı Yasanın 139. maddesinde yazılı istisnalardan birinin bulunmaması halinde vergi incelemesinin mükellefin işyerinde yapılması gerektiği, sanığa vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkarılan tebligatın iş yeri adresinde bizzat sanığa 20.01.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin sorulması, işyeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespiti varsa belgesinin dosyaya ibrazının istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligat hukuki sonuç doğurmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Sanığın 2009 takvim yılında sahte fatura düzenlediği iddia ve kabul edilen kamu davasında; sanığın suçlamaları kabul etmediği, sahte fatura düzenlemediğini savunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından;
a) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının sorulması
d) Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, faturaları düzenleyen şirket ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Kayden sabıkasız olan sanık hakkında, defter ve belge gizleme suçu yönünden CMK 231 maddesinin uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının gerekçeli kararda tartışılmaması yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan , hükmün bu sebepleden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gerekin 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.