YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2716
KARAR NO : 2017/4153
KARAR TARİHİ : 05.06.2017
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
5271 sayılı CMK’nın 253/3. maddesindeki “uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz” hükmü gereğince, dolandırıcılık suçunun 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 34. maddesinde düzenlenen uzlaşma kapsamında kalmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeblerin bulunmadığı takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve özel belgede sahtecilik suçlarından verilen hükme yönelik temyiz incelenmesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık …’ün, 10.12.2005 tarihinde… adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesini kullanarak müşteki …’den … plakalı aracı kiraladığı ve buna ilişkin kira sözleşmesi düzenleyerek imzaladığı, 22.12. 2005 tarihinde ise kiralamış olduğu bu aracı kendi fotoğrafını taşıyan…adına düzenlemiş sahte sürücü belgesini kullanarak müşteki …’a haricen satışını gerçekleştirdiği ve müşteki ile oto ön satış sözleşmesi tanzim ederek imzaladığının anlaşılması karşısında, sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında, sahte sürücü belgeleri ile araç kiralama ve satış sözleşmesi imzalamaktan ibaret eylemlerinin kül halinde zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, özel belgede sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçlarından ayrı ayrı hüküm tesisi,
2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.