Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/2712 E. 2018/9046 K. 13.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2712
KARAR NO : 2018/9046
KARAR TARİHİ : 13.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Hükmün açıklanmasına neden olan ve TCK’nin 125/2. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, daha önce de uzlaştırma kapsamında olmasına rağmen, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında olmaması ve TCK’nin 106/1. maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile birlikte işlendiğinin iddia ve kabul edilmesi nedeniyle uzlaştırma hükümleri uygulanmadan her iki suç için hüküm kurulması; 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile CMK’nin 253. maddesinde değişiklik yapılarak TCK’nin 106/1. maddesinde tanımlanan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alınması; tehdit suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 22.02.2017 tarih ve 2014/41492-2017/5242 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması; TCK’nin 2 ve 7. maddeleri de gözetilip uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında; hükmün açıklanmasına neden olan hakaret suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkûm olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.11.2018 tarihinde Üye …’ın değişik gerekçesi ve oy birliği ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dairemizin 13.11.2018 tarih, 2017/2712 Es, 2018/9046 Kr sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten katılmıyorum.
Sanığın 5237 TCK’nin 204/1, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/07/2014 tarih 2014/420 Es 2014/534 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 03/02/2010 tarih 2009/208 Es- 2010/56 Kr sayıyla TCK’nin 204/1, 62/1, 53/1. maddelerine göre verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün CMK’nin 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Aksaray 3. Asliye Mahkemesinin 23/06/2014 tarih 2013/546 Es, 2014/418 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 125/1, 62, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 1.500 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Ceza Muhakemesi Hukukunda kesin olduğu belirtilen hükümler ancak kendi kesinlik sınırları içinde (daha doğru bir ifadeyle sadece ve sadece kesin sonuç adli para cezası ile sınırlı olarak) infazı kabildir. Kesin hükme kendisinden daha ağır (somut olayda hürriyeti bağlayıcı ceza) bir başka hükmün infazına yol açacak şekilde bir sonuç yüklenemez.
Çünkü kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle (hükmün açıklanmasının koşullarının bulunmadığı sebebine dayalı olarak) bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum. 13.11.2018