Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/2658 E. 2017/4839 K. 21.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2658
KARAR NO : 2017/4839
KARAR TARİHİ : 21.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet

Hapis cezasından çevrilme adli para cezalarının miktarına bakılmaksızın temyizi kabil olması karşısında; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 203/1 ve 62. maddeleri uyarınca hükmolunan 5 ay hapis cezasının aynı yasanın 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca çevrilen 3000 TL adli para cezasının 5320 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince temyizi mümkün olduğundan, tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
1-TCK’nın 203. maddesi, esasta bir şeyin saklanmasını veya varlığının olduğu gibi muhafazasını sağlamak üzere, kanunun veya yetkili makamların emrine uyularak konulmuş mührün kaldırılmasını cezalandırmaktadır. Burada kamu idaresinin veya yasa ile yetkili makamlarının emri uyarınca bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için eşyayı koruma altına alan ve başkalarının eşya üzerinde işlemde bulunmalarını önleyen iradesi, yasaya uygun olarak konulan bir mühürle açıklanmakta olup bu mührün açığa vurduğu iradeyi etkisiz hale getirerek onu ihlal eden herhangi bir eylem ile suç işlenmiş olmaktadır. Mühür bir işaret ve semboldür, o nedenle mührün maddi varlığına el sürülüp sürülmemesi suçun oluşmasına etkili değildir. Bu husus anılan maddede açıkça mührün konuluş amacına aykırı hareket etmek olarak belirtilmiştir. Zira, önemli olan mühürle sağlanmak istenen amacın engellenmesidir. Dolayısıyla bu amacı ihlal etmeyen bir eylem nedeniyle mühür bozma suçunun işlendiğinden de söz edilemeyecektir.
İnceleme konusu somut olaya gelince; sanığın ikametinde bulunan su sayacının arızalı olması nedeniyle 23.07.2013 tarihinde mühürlenmesine rağmen, 12.08.2013 tarihli kontrolde mührün kaldırılarak kullanıma devam edildiği iddia ve kabul olunan olayda, suçun oluşması için usulüne uygun mühürleme işleminin yapılması ve bu hususun tutanağa bağlanması gerektiği; dosya içerisinde mühürleme işlemine esas alınan 23.07.2013 tarihli su kapatma emri başlıklı tutanakta görevli adı, imzası, mühür numarası ve mühürleme ibaresi olmadığı anlaşılmakla, mühür numarası ve mühürleme ibaresi içeren bir tutanak tutulup tutulmadığı araştırılıp, fiilen mühürleme yapılıp yapılmadığı da belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Kabule göre de, sanık hakkında mühür bozma suçundan hüküm kurulurken seçimlik cezalardan hapis cezası tercih edildikten sonra TCK’nın 50/2. maddesine aykırı olarak adli para cezasına çevrilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.