YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2375
KARAR NO : 2018/9386
KARAR TARİHİ : 22.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1-Sanığın sahte araç muayenesi yapmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin kabul edildiği olayda; belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, suça konu belgenin duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve aldatma niteliği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği; zincirleme suça dahil olan bir suçtan dolayı, bu durum gözetilmeksizin mahkûmiyet hükmü verilmiş ve kesinleşmiş ise, zincirleme suça konu ikinci suçla ilgili olarak, kesinleşen hükme konu fiil de göz önüne alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanması suretiyle yeni bir hüküm kurulup, kesinleşen hükümdeki sonuç cezanın mahsubu gerekeceği dikkate alınarak; UYAP sisteminden yapılan kontrolde, sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan benzer nitelikteki fiilleri nedeniyle yargılaması devam eden ve mahkûmiyetine karar verilmiş olan kamu davaları bulunduğunun anlaşılması karşısında; dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi derdest olanlarla bu davaların birleştirilmesi, fiil tarihleri de dikkate alınarak, hukuki kesintinin iddianame tarihi itibarıyla oluşacağı gözetilip sanığın eylemlerinin ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında zincirleme biçimde mi işlendiğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
b) Adli emanetin 2010/126 sırasında kayıtlı suça konu trafik belgesinin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 22.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.