Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/2356 E. 2018/1591 K. 21.02.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2356
KARAR NO : 2018/1591
KARAR TARİHİ : 21.02.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek, suç örgütü kurmak ve suç örgütüne katılmak
HÜKÜM : Sanıklar …, …, … ve … haklarında suç örgütü kurmak ve suç örgütüne katılmak suçlarından: Beraat
Sanıklar … ve … haklarında 2005-2006 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan: Beraat
Sanıklar …, … haklarında 2005-2006 yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan: Mahkumiyet

I-Katılan Hazine vekilinin sanıklar …, …, … ve … hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan katılan kurumun doğrudan zarar görmediği, bu suçla ilgili olarak usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceği cihetle, şikayetçi adına hazine vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Katılan Hazine vekilinin sanıklar … ve … hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıkların sahte fatura düzenlemek suçunu … ve … ile iştirak halinde işlediklerinin iddia olunması karşısında, … ve … hakkındaki işbu temyize de konu olan 30.12.2013 tarihli mahkumiyet hükmü ile TCK’nın 67/2-d maddesi gereğince, sanıkların üzerine atılı suça ilişkin asli dava zamanaşımının kesintiye uğradığı belirlenerek yapılan incelemede;
Hüküm fıkrası ve gerekçede “sahte ve muhteviyatı yanıltıcı belge (fatura) tanzim etmek” şeklinde yanlış yazılan suç adının “sahte fatura düzenlemek” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
Yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiği sabit olmadığından beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
III-Katılan Hazine vekilinin sanıklar … ve … hakkında “2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan kurulan beraat, sanıklar … ve … ile … müdafiinin, sanıklar … ve … hakkında “2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklar …, …, … ve …’e yüklenen “2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, 5237 sayılı Kanunun 66/1-e, 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekili ile sanıklar … ve … ile … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanıklar …, …, … ve … hakkındaki kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
IV-Sanıklar … ve … ile … müdafiinin, sanıklar … ve … hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
1- Sahte fatura düzenlemek suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ”Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır” şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanununun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, 2006 takvim yılında düzenlendiği iddia olunan faturaların dosya içine konulmadığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; 2006 takvim yılına ait fatura asıl ya da örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesini müteakip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a-“Sahte fatura düzenlemek” olan suç adının, hüküm fıkrası ve gerekçede “sahte ve muhteviyatı yanıltıcı belge (fatura) tanzim etmek” şeklinde yanlış yazılması,
b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ve … ile … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.