Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/2328 E. 2017/5193 K. 05.07.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2328
KARAR NO : 2017/5193
KARAR TARİHİ : 05.07.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel Belgede Sahtecilik, Görevi Kötüye Kullanmak
HÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetine

I- Şikayetçi …’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan …’ın 24/12//2009 tarihli duruşmada “şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini” belirtmesine ve mahkemece katılan sıfatıyla dava ve duruşmalara kabulüne karar verilmesine rağmen 04/12/2012 tarihli duruşmada “şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istemediğini” beyan etmesi karşısında; katılan sıfatı ortadan kalktığı cihetle; hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmadığından şikayetçi …’ın vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık … müdafii ile katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin … hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekili ile sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın … Yapı Denetim Ltd.Şirketini fiilen idare ettiği sırada …. Yapı Denetim Ltd. Şirketinde de görev almak suretiyle TCK’nın 257/1 madde ve fıkrası gereğince görevi kötüye kullanmak suçunu işlediğinin kabul edildiği eylemin dayanağını oluşturan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun’un 3. maddesi beşinci fıkrasının ikinci cümlesinde öngörülen “yapı denetim kuruluşunun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti süresince başkaca mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyette bulunamayacakları” şeklindeki düzenlemede mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyetlerin yasaklandığı, aynı denetçinin birden fazla yapı denetim kuruluşunda görev alamayacağına dair bir hükmün bulunmadığı nazara alındığında TCK’nın 257/1 madde ve fıkrasında öngörülen görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, yüklenen suçta anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği ve sanığın adli sicil kaydında bulunan mahkumiyet hükmünün işbu davaya konu suç tarihinden sonra kesinleşmiş olması karşısında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesinde engel bir neden olarak kabul edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; duruşmadaki iyi hali nedeniyle hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan, tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşması sonucunda cezası ertelenen sanık hakkında “kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunması” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3- 04/12/2012 tarihli duruşmada davaya katılmak istemediğini beyan etmesi nedeniyle katılan sıfatı ortadan kalktığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmediği anlaşılan şikayetçi … lehine vekalet ücretine hükmolunması,
4- Davaya katılan olarak kabulüne karar verilen ve kendisini vekille temsil ettiren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı adına gerekçeli karar başlığında yer verilmeyerek lehine vekalet ücretine hükmolunmaması, yasaya aykırı,
5- Mahkûm olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan Çevre Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.