YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2258
KARAR NO : 2018/9321
KARAR TARİHİ : 21.11.2018
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Suça konu muayene sahteciliğine konu edilen belgenin dosya kapsamında bulunmaması ve Mahkemece belge üzerinde gözlem yapılmamış olması, belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olması karşısında; 5271 sayılı CMK’nin 217/1. maddesi de dikkate alınıp, suça konu belgenin duruşmaya getirtilerek incelenmesi, aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlnmesi, denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Kabule göre;
a) Dairemizce de benimsenip kabul edilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 E., 2014/202 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak; sanığın fiillerinin her biri yenilenen kararla işlenmiş ayrı suçları mı, yoksa bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlenen zincirleme suçu mu oluşturduğunun değerlendirilmesi açısından, bu dava ile benzer nitelikteki davaların UYAP ortamından ve diğer yollardan tespit edilerek, derdest davaların birleştirilmesi, hüküm verilmiş ve kesinleşmiş olanların dosyalarının getirtilerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkarılıp bu dosya içine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.