Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/2025 E. 2018/10298 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/2025
KARAR NO : 2018/10298
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik suçundan beraat,
Özel belgede sahtecilik suçundan düşme

A-Özel belgede sahtecilik suçundan verilen zamanaşımı nedeniyle düşme kararına yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun 765 sayılı TCK’nin 345. maddesinde gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nin 102/4. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının suçun işlendiği 27/12/2002 tarihinden zamanaşımını kesici ilk işlem olan iddianamenin düzenlendiği 27/10/2009 tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarıyla doğru olan hükmün ONANMASINA,
B-Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Suça konu şirket karar defteri özel belge niteliğinde olup, noter tarafından sonradan onaylanmasının ve ticaret sicil memurluğuna ibrazı üzerine Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edilmesinin resmi belge niteliğini kazandırmayacağı, sanığın fiilinin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü uyarınca; değişen niteliğine göre sanığa yüklenen “özel belgede sahtecilik” suçunun 765 sayılı TCK’nin 345. maddesinde gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nin 102/4. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının suçun işlendiği 09/11/2004 tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nin 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE, 12.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.