Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/17268 E. 2018/9273 K. 20.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/17268
KARAR NO : 2018/9273
KARAR TARİHİ : 20.11.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa uygun şekilde vasfı tayin kılınmış, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, hükmün açıklanması şartlarına ilişkin ön sorun yönünden oy çokluğu, esas yönünden oy birliği ile 20.11.2018 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dairemizin 20.11.2018 tarih, 2017/17268 Es., 2018/9273 Kr. sayılı (Hükmün açıklama koşullarının oluştuğu yönündeki) çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten katılmıyorum.
Sanığın 5237 TCK’nin 204/1, 211, 62. maddeleri gereğince 10 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 08/11/2017 tarih 2017/234 Es. 2017/355 Kr. sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 28/09/2009 tarih 2009/66 Es- 2009/254 Kr. sayıyla TCK’nin 204/1, 62/1, 53/1. maddelerine göre verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün CMK’nin 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Fethiye 6. Asliye Mahkemesi’nin 27/03/2017 tarih 2016/306 Es., 2017/154 Kr. sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 125/1, 62, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 1.500 TL APC ile, yine aynı Yasanın 86/2, 3-a ve e, 62, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükümlere istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Ceza Muhakemesi Hukukunda kesin olduğu belirtilen hükümler ancak kendi kesinlik sınırları içinde (daha doğru bir ifadeyle sadece ve sadece kesin sonuç adli para cezası ile sınırlı olarak) infazı kabildir. Kesin hükme kendisinden daha ağır (somut olayda hürriyeti bağlayıcı ceza) bir başka hükmün infazına yol açacak şekilde bir sonuç yüklenemez.
Çünkü kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeplerle anılan mahkeme kararının öncelikle (hükmün açıklanmasının koşullarının bulunmadığı sebebine dayalı olarak) bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum. 20.11.2018