Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/16372 E. 2019/95 K. 08.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/16372
KARAR NO : 2019/95
KARAR TARİHİ : 08.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kamu davası açılan sanığın savunmalarında, katılan ile ortak olarak kuyumcu dükkanı işlettiklerini, çekleri onun bilgi ve rızası dahilinde doldurduğunu, suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi, tanık Kemal Çelikkol’un beyanlarında kendisine verilen çeki katılan ile sanığın aldıkları mal karşılığında verdiklerini, her ikisinin de çekten haberdar olduklarını savunması ve ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında açıklandığı ve Dairemizin benzer birçok kararında vurgulandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine imzanın atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden kastın varlığının ileri sürülemeyeceği; ancak rızanın kastı ortadan kaldırabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanmasının zorunlu olduğu, rızanın açık olabileceği gibi zımni de olabileceği göz önünde bulundurulduğunda; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, çeklerde ciro silsilesinde yer alan cirantaların dinlenerek çeki hangi ilişki karşılığında kimden aldıklarının ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, sanığın, katılan adına daha önce çek keşide edip etmediği araştırılıp, keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediği tespit edilerek, katılan aleyhine başlatılan icra takipleri var ise bunların akıbetinin sorulması ve icra dosyalarının onaylı suretlerinin dosya içerisine alınması, sanık hakkında aynı eylemler nedeniyle açılan davalar olup olmadığı araştırılarak açıldığının anlaşılması halinde getirtilip incelenmesi ve bu dosyayı ilgilendiren delillerin dosya arasında alınmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

ST