Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/16069 E. 2018/11081 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/16069
KARAR NO : 2018/11081
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 213 Sayılı Yasaya Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

A) Sanığın hakkında 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazının incelenmesinde:
Sanığa atılı 2005 yılında sahte fatura düzenleme suçunda, öngörülen cezanın üst sınırına göre, TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresinin suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşıldığından, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince karar verilmesi olanaklı olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e, 67/4 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
B) Sanığın hakkında, 2006, 2007 ve 2008 yıllarıda sahte fatura düzenlemek suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- …Ürünleri Paz….Ltd.Şti.’nin müdürü olan sanık hakkında 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediğinin iddia olunduğu davada; sanığın ,”… kayıtlarda benim adıma olmakla birlikte gerçekte bu firma…adlı şahıs tarafından kurulmuş ve çalıştırılmıştır. 2004 yılı sonlarında…benim işsiz olmam nedeniyle yanında çalışmamı teklif etti ve firma kuracağımızı söyledi ve benim adıma bir şirket kuruldu. Ben burada yaklaşık 2-2,5 ay kadar çalıştım. Daha sonra…şirketi kapatacağını söyledi ve beni işten çıkardı. Bu tarihten sonra bu şirketle hiç ilgilenmedim. …herhangi bir mal satımı yapılıp yapılmadığını, sahte fatura kesilip kesilmediğini bilmiyorum. KDV ve formlarla ilgili bir bilgim de yoktur.” diyerek suçlamayı kabul etmemesi, temyiz dilekçesinde de, sahte olduğu belirtilen faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi nedeni ile maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için; suça konu faturaları kullanan mükellefler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulması; bu mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi ve haklarında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması; sanığın savunmasında belirttiği …’in açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi, ayrıca kanaat oluşturacak sayıda temin edilecek suça konu faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanığa veya …’e ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile her bir takvim yılı için tek hüküm kurmak yerine, yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması,
2- Sahte fatura düzenleme suçunda suç tarihinin her bir yıl için, düzenlenen son fatura tarihi olduğundan; düzenlenen son fatura tarihinin belirlenmesi suretiyle suç tarihinin ve zamanaşımı süresinin buna göre değerlendirilmesi yerine, karar başlığında suç tarihlerinin yazılı şekilde hatalı gösterilmesi,
3- Kabule göre de; hapis cezasına mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki hak yoksunluklarına hükmedilmemiş olması isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 26.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.