Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/15539 E. 2019/447 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/15539
KARAR NO : 2019/447
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mağdur tarafından sanık …’a verilen kambiyo senedi düzenleme yetkisini içeren vekaletnamenin, sanığın kendisini alacaklı ve mağduru borçlu gösterecek şekilde bono düzenleme yetkisi vermemesi; sanığın, suç konusu bonolardaki yazıların kendisi tarafından yazıldığını, ancak borçlu bölümünü mağdurun imzaladığını savunmasına rağmen, keşideci imzalarının mağdurun eli ürünü olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi karşısında; tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Ancak;
1-Belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğu, dikkate alınarak; suça konu bono aslı duruşmaya getirtilip incelenmesi; özelliklerinin ve unsurlarının duruşma tutanağına yazılması, yasal unsurları taşıyıp taşımadığının ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının gerekçeli kararda tartışılması, belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sanığın ve temyiz dışı sanık…. ’ın mağdur adına tescilli, aslında sanık …’a ait olan aracın, mağdur tarafından başkalarına satışını önlemek ve hacizde ilk sırayı almak için suça konu bononun alındığını savunmaları; mağdurun, Cumhuriyet savcısı tarafından alınan ifadesinde bu hususu doğrulaması karşısında; sanık … tarafından mağdur adına araç alınıp alınmadığının ve alınmış ise suç tarihindeki değerinin araştırılması, sanıktan buna ilişkin varsa belgelerinin istenmesi; aracın değeri ile bono bedelinin birbirleriyle tutarlı olması halinde, eylemin TCK’nin 211. maddesi kapsamında “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı amacıyla resmi belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Suç tarihinin, suça konu bononun icra takibine konulduğu tarih olan 05/10/2010 olduğu dikkate alınmadan, gerekçeli karar başlığında 15/05/2010 olarak yanlış yazılması,
4-Yargılama gideri olarak hesaplanan miktarın CMK’nin 324/4. maddesine 6352 sayılı Kanun’un 100. maddesiyle eklenen değişiklik doğrultusunda terkin edilecek miktar olan 20,00 TL’nin altında kalması nedeniyle hazine yerine sanığa yükletilmesi,
5-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/01/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.