Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/14121 E. 2018/10684 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/14121
KARAR NO : 2018/10684
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1- Serbest muhasebeci ve mali müşavir olan sanığın, olay tarihinde resen terkin işlemini gerçekleştiren ve iş yerini kapatan şikayetçinin sicil numarasını kullanarak kendi çalışanlarını şikayetçinin çalışanları gibi gösterecek şekilde sahte belgeler düzenlemek suretiyle katılan … Kurumuna borçlandırdığının iddia ve kabul edildiği olayda; SGK’nin işe giriş bildirgelerinin mevcut olmadığını ve işe giriş bildirgelerinin kim tarafından verildiğinin tespitinin yapılamadığını 07.09.2016 tarihli cevabi yazı ile bildirmiş olması karşısında; sanıktan suç konusu bildirgeleri fiziki olarak mı yoksa elektronik ortamda mı ve ne şekilde verdiğinin sorulması; Sosyal Güvenlik Kurumundan sözkonusu bildirgelerin, kim tarafından verildiğinin ve bilgisayar ortamında verilip verilmediğinin sorulması; e-bildirge imza ve şifre ile bilgisayar ortamında işe giriş bildirgelerinin verilmesi halinde, sahte oluşturulmuş maddi varlığı haiz, somut bir belge olmadığından eylemin bu hali ile TCK’nin 244/2-3. maddelerinde düzenlenen sisteme veri yerleştirme suçunu oluşturacağı; fiziki olarak verildiğinin tespiti durumunda ise, işe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Kanun’un 47. maddesine göre, sözü edilen meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağından sanığın fiilinin 5237 sayılı TCK’nin 207/1 ve 43. maddeleri kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı; suça konu belge asıllarına ulaşılamaması durumunda sahtecilik suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmayacağı da gözetilerek, ayrıca işe giriş bildirgesi tarihleri araştırılıp zamanaşımı hükümlerinin değerlendirilmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı yanlış yorumlanarak, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin uygulanmaması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.