Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/1384 E. 2020/7981 K. 25.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1384
KARAR NO : 2020/7981
KARAR TARİHİ : 25.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet

A) Sanık … hakkında 2009, 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık … hakkında 2008 takvim yılında, … hakkında 2008, 2009, 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıkların temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-Sanık … için;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkeme’nin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Sahte fatura düzenlemek suçunda suç tarihinin, her takvim yılı için düzenlenen en son fatura tarihi olduğu dikkate alınarak; sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden suça konu faturaların (hangi tarihte ve kimin adına ne miktar ve tutarda düzenlendiğini gösterecek şekilde) listesinin istenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanık … için; Sanık hakkında 2008, 2009, 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davalarında; sanığın; amcasının oğlu olan diğer sanık …’ın kendi üzerine şirket kuramadığını bu nedenle kendisine şirket ortaklığı teklif ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, kağıt üzerinde şirketin yetkilisi olduğunu, şirketle bir ilgisinin olmadığını, tüm işleri sanık …’ın yürüttüğünü sahte fatura düzenlemediğini savunması, 2008 yılında düzenlenen fatura tarihlerinin belli olmaması karşısında suç tarihinin ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
1- Sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden suça konu faturaların (hangi tarihte ve kimin adına ne miktar ve tutarda düzenlendiğini gösterecek şekilde) listesinin istenmesi,
2- Suça konu fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda ilgili vergi dairelerinden temin edilerek, sanığa gösterilip kendisi tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması, kendisi tarafından düzenlenmediğini söylemesi halinde faturalardaki yazı ve imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
4- Sanıktan ilgili yıllarda fatura aldığı tespit edilen … Ürünleri… Ltd. Şti dışında diğer mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairelerinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi, aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
5- Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
6- Her iki sanık için: 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.