Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/13697 E. 2017/6421 K. 09.10.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/13697
KARAR NO : 2017/6421
KARAR TARİHİ : 09.10.2017

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 22.05.2017 gün ve 2017/3882 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.06.2017 gün ve KYB. 2017/34497 sayılı ihbarnamesi ile;
Resmi belgede sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheliler … ve … haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/01/2016 tarihli ve 2014/6022 soruşturma, 2016/104 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 10/03/2016 tarihli ve 2016/808 değişik iş sayılı kararının, “müştekiler vekilinin, müşteki …’in eşi ve 2011 doğumlu oğlu …’in babası olan müteveffa …’in 2013 yılında vefat etmesi üzerine, …’ten kendilerine intikal eden taşınır ve taşınmaz mallar ve şirket işlerinin takibi için kayınbiraderi …’e vekaletname verdiği, şüpheli …’in de bu vekaletnameyi kötüye kullanarak şirket hisselerini babası diğer şüpheli …’e devrederek güveni kötüye kullandığı ve müteveffa … tarafından imzalandığı iddia olunan 25/12/2012 tarihli bonoda sahtecilik yapıldığı iddiaları üzerine yürütülen soruşturma sonucunda, Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ve merci Konya 1. Sulh Ceza Hakimliğince itirazın reddine karar verilmiş ise de;
Müşteki … tarafından 26/07/2013 tarihinde ….Noterliğinde şüpheli …’e vekaletname verildiği, şüpheli ….’in ise vekaletnamenin verildiği tarihten dört gün sonra bu vekaleti kötüye kullanarak müteveffadan müştekilere kalan ………. Ltd. Şti.’ne ait 1.250.000,00 Türk Lirası bedelli 500 adet hisseyi babası olan diğer şüpheli …’e dosya içerisinde bulunan 30/07/2013 tarihli devir kararıyla devrettiği, müştekinin bu konuda rızasının alınmadığı ve devir konusunda bir mutabakatın olmadığı, bu durumun şüpheli ….’ın alınan beyanında, “…şirketin bana devredileceği konusunda aramızda anlaşma olmadı, yalnızca devredip kurtulmak istedi…” şeklinde tevilli olarak ikrar edildiği, yine müteveffa tarafından düzenlendiği iddia olunan 25/12/2012 tanzim, 31/05/2013 ödeme tarihli 500.000,00 Türk Lirası bedelli senete ilişkin düzenlenen 25/06/2015 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, özetle söz konusu senette üç farklı kalem kullanıldığı, önceden kurşun kalem kullanılarak bir kısmının düzenlendiği, miktarın yazı ile yazıldığı bölümde “beşyüzbin” yazısında “yüz” ibaresinde sıkışıklık, “bin” ibaresinde konum farklılığının mevcut olduğunun belirtildiği, dosya içerisinde bulunan grafoloji uzmanından alınan 12/02/2014 bilirkişi raporda ise, özetle bahse konu senette farklı kalemler kullanıldığı, “beşbin” yazısının arasına “yüz” eklenerek beşyüzbin” olarak tahrifat yapıldığı, silinmeye çalışılmış yazı ve rakamlara ait harf ve rakam kalıntılarının bulunduğunun belirtildiği, yukarıda açıklanan gerekçelerle şüpheliler hakkındaki delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve resmi belgede sahtecilik suçlarına yönelik olması karşısında; 27.01.2017 tarih ve 29961 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararı, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve kanun yararına bozmaya konu suçların ceza miktarlarına göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu anlaşıldığından Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli Daireye gönderilmesine, 09.10.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.