Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/13627 E. 2018/10917 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/13627
KARAR NO : 2018/10917
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura kullanmak ve defter belge ibraz etmemek suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluk 213 sayılı Kanunun 10 ve 333. maddelerinde düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 359 ve 360. maddelerinde öngörülen cezaların bu fiili işleyenler hakkında hükmolunacağı belirtildiğinden, tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilci bulunup da suç, eylem ve fikir birliği içinde işlenmemişse sorumluluğun, cezanın şahsiliği ilkesine bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınarak, suçun şeklî sorumlusuna değil, ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olduğu, dosya arasında bulunan … Ticaret Sicil Memurluğu yazısına göre sanık ve diğer ortak…’in, müştereken şirketi temsil ve ilzama yetkili olduklarının belirtildiği, sanığın savunmalarında şirket işleri ile ….’in ilgilendiğini, kendisinin şirkette aşçı olarak çalıştığını, suçlamaları kabul etmediğini savunması, …’in tanık olarak alınan beyanında ise şirketi işlerini sanık ile birlikte yürüttüklerini beyan etmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, sanıklar arasında şirket işleyişine ilişkin iş bölümü yapılıp yapılmadığının araştırılması, yapılmadığının anlaşılması halinde şirket işleri ile fiilen kimin ilgilendiğinin tespit edilmeye çalışılması ve sahte faturaları düzenleyen mükellef yetkililerinin tanık olarak beyanlarının alınması ile sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaları hangi ticari ilişki karşılığında kime verdiklerinin sorulması, diğer ortak… hakkında suç duyurusunda bulunulduğu görülmekle hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının ve birleştirilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması halinde söz konusu dosyasının getirtilip incelenerek bu dosyayı ilgilendiren delillerin dosya arasına alınması ve toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de; TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.