Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/13388 E. 2019/354 K. 14.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/13388
KARAR NO : 2019/354
KARAR TARİHİ : 14.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet

“Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suç ile birlikte işlenmesi halinde uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki 5271 sayılı CMK’nin 253. maddesinin 3. fıkrasının son cümlesindeki düzenleme karşısında, sanığın TCK‘nin 159. maddesi kapsamında işlediği kabul edilen dolandırıcılık suçu ile birlikte resmi belgede sahtecilik suçunu da işlediği anlaşıldığından, temyize konu dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamı dışında olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Sanığın katılanlar adına bilgi ve rızaları dışında bono düzenleyerek icra takibine konu etmek suretiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; katılanlar ile sanık arasında bono bedeli kadar alacak-borç ilişkisinin bulunmaması, bu hususun sanığın 05.07.2012 tarihli savunmasında doğrulanması nedeniyle dolandırıcılık suçu yönünden TCK‘nin 158/1-d. maddesi yerine, TCK‘nin 159/1. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ise, TCK‘nin 211. maddesi uyarınca indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Sanık hakkında tekerrüre esas alınan …. . Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2010/1574 Esas ve 2012/157 Karar sayılı ilamının 28.03.2012 tarihinde kesinleştiği ve temyiz konusu suçtan sonra kesinleşen hükmün tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydında bulunan diğer hükümlülüklerinden, …. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 07.05.2009 tarihli 2008/73 Esas ve 2009/212 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, her iki suça ilişkin hüküm fıkrasından TCK’nin 58. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümler çıkartılarak yerlerine ”…. Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 07.05.2009 tarihli 2008/73 Esas ve 2009/212 Karar sayılı ilamının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK’nin 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına” ibareleri eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aleyhe temyiz bulunmadığından 1412 sayılı CMUK’nin 326/son ve 5275 sayılı Yasanın 108/2. maddeleri gereğince koşullu salıverilmeye eklenecek sürenin, hatalı uygulama sonucu hükümde gösterilen ilam nedeniyle koşullu salıverilmeye eklenecek süreden fazla olamayacağı hususunun infaz aşamasında gözetilmesine, 14.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.