Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/13188 E. 2018/10947 K. 25.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/13188
KARAR NO : 2018/10947
KARAR TARİHİ : 25.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı Rapor Değerlendirme Komisyonunun 15.08.2011 tarihli mütalaasına uygun olarak “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrıca işlem yapılması mümkün görülmüştür.
Katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan ve kovuşturma aşamasında usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmediği için davaya katılma talebinde bulunamayan şikâyetçi kurumun, 18.09.2013 tarihli oturuma ilişkin tutanakta “Katılan vekili Av. … geldi” denmesine ve daha önce verilmiş bir katılma kararı olmamasına rağmen davaya katılma talebinin sorulmaması nedeniyle, 5271 sayılı CMK’nin 260/1. maddesi uyarınca kanun yoluna başvurma hakkı bulunduğu ve vekilinin temyizinin avukatlık ücreti ile sınırlı olduğu kabul edilerek inceleme yapılmıştır.
1-Şikâyetçi kurum vekiline, davaya katılma talebinin bulunup bulunmadığının sorulması; katılma talebinde bulunulması hâlinde, talep hakkında bir karar verilmesi ve hükmün sonucuna göre avukatlık ücretinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-5271 sayılı CMK’nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının 01.11.2011 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında “2006 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kamu davası açıldığı, her takvim yılında işlenen sahte fatura düzenleme suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, “2007 takvim yılında düzenlenen faturalar” hükme esas alınıp iddianame dışına çıkılarak, sanık hakkında yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafii ile şikâyetçi kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aleyhe temyiz olmadığından, sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 25.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.