Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/12885 E. 2018/9959 K. 05.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12885
KARAR NO : 2018/9959
KARAR TARİHİ : 05.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak
HÜKÜM : Beraat, düşme

Katılan vekilinin süresinden sonra talep ettiği ve ayrıca hükümlerin niteliğine göre yasal koşulları bulunmayan duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK’nin 318. maddesi uyarınca REDDİNE karar verilerek, şikayetçi …’in 13.08.2015 tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşılmakla, katılan … Feneri e.V İflas Müdürlüğü vekili ile Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerine hasren yapılan incelemede:
I- Katılan … Feneri e.V İflas Müdürlüğü vekilinin kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine iştirak suçundan sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklardan …’ın Türkiye’de bulunan özel şirketlerindeki şahsi hisselerinin satışı hususunda sanıklardan …’a yetki verdiği…. Noterliğinin 21.05.2007 tarih ve 14524 yevmiye no.lu vekaletnamesinde sahtecilik suçundan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı bulunmayan … Feneri e.V İflas Müdürlüğü’nün davaya katılmasına ilişkin karar hukuki değerden yoksun olup söz konusu suç yönünden hükmü temyiz etme hak ve yetkisi vermeyeceğinden, şikayetçi vekilinin bu hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Cumhuriyet savcısının kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğine iştirak suçundan sanıklar … ve … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık … yönünden yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK’nin 223/2-a madde ve bendi uyarınca, sanık … yönünden ise yüklenen suçu işlemediği sabit olduğundan CMK’nin 223/2-b madde ve bendi uyarınca beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
III-Katılan vekilinin sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … haklarında özel belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık …’ın suç kastı ile hareket ettiğine dair delil bulunmadığından CMK’nin 223/2-c madde ve bendi uyarınca, diğer sanıklar yönünden ise yüklenen suçu işledikleri sabit olmadığından CMK’nin 223/2-e madde ve bendi uyarınca ve yüklenen suçun yasal unsurları oluşmadığından CMK’nin 223/2-a madde ve bendi uyarınca beraatleri gerektiği mahkemece dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
IV-Katılan vekilinin sanık … hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan kurulan beraat, sanık … hakkında zincirleme olarak güveni kötüye kullanmak suçundan kurulan beraat, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında bir kısım hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı Frankfurt Eyalet Mahkemesince mahkumiyet hükmü verilmiş olup TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, bir kısım hizmet nedeniyle güveni kullanma suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı Frankfurt Eyalet Mahkemesince mahkumiyet hükmü verilmiş olup TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı Frankfurt Eyalet Mahkemesince mahkumiyet hükmü verilmiş olup TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık …… hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, sanık … hakkında bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat, bir kısım zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme, bir kısım zincirleme şekilde güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı TCK’nin 11/1. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası gereğince verilen düşme hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09.04.2012 tarihli iddianamesi ile fiziksel, ruhsal, akli ya da ekonomik durumları nedeniyle başkalarının bakımına muhtaç insanlara yardım amacıyla 27.02.1999 tarihinde Almanya’da kurulan … Feneri e.V. isimli dernekte resmi olarak görevli bulunan sanıklar …, …, …, …, …, … ile dernekte resmi bir görevleri bulunmayan diğer sanıkların iştirak halinde hareketle Almanya’da muhtaç insanlara yardım amacıyla derneğe bağışlanan paraları amacı dışında kullanmak şeklindeki eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu iddia olunmuş ve mahkemece de hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan beraat ve düşme hükümleri kurulmuş ise de;
Sanıklara yüklenen en son suç tarihinin 2007 yılı olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5253 sayılı Dernekler Kanununun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun’un 558. maddesi ile değiştirilmesinden önceki 32. maddesinin (f) fıkrasında “her ne suretle olursa olsun kendisine tevdi olunan derneğe ait para veya para hükmündeki evrak, senet veya sair malları kendisinin veya başkasının menfaatine olarak sarf veya istihlâk veya rehneden veya satan, gizleyen, imha, inkâr, tahrif veya tağyir eden yönetim kurulu başkanı ve üyeleri veya denetçiler ile derneğin diğer personeli fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüzmilyon liraya kadar adli para cezası ile cezalandırılır” şeklinde tanımlanmış özgü suç yer almakta olup, dernekte resmi görevli olan sanıklar …, …, …, …, …, …’ya yüklenen eylemlerin 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 32/f. maddesindeki bu özel suç tipine uyduğu ve cezasının altı aydan iki yıla kadar hapis ve beşyüzmilyon liraya kadar adli para cezası olduğu, yine Bağlılık
kuralını düzenleyen 5237 sayılı TCK’nin 40/2. maddesindeki “Özgü suçlarda özel faillik niteliği taşıyan kişilerin fail olabileceği, bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişilerin ise ancak azmettiren ve yardım eden olarak sorumlu tutulabileceği” şeklindeki düzenleme de nazara alındığında; asli faillere atılı Dernekler Kanununun 32/f maddesindeki özgü suça iştirak eden dernekte resmi olarak görevli bulunmayan diğer sanıkların eylemlerinin de Bağlılık kuralı gereği yardım eden olarak iştirak hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği nitekim benzer olaylara ilişkin olarak Yüksek Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 26.01.2016 tarih 2013/23579 Esas 2016/884 Karar sayılı, 24.01.2017 tarih 2014/12435 Esas 2017/862 Karar sayılı, Yargıtay 5.Ceza Dairesinin 30.06.2008 tarih 2005/15756 Esas 2008/7037 Karar sayılı, 04.10.2012 tarih 2009/14684 Esas 2012/9877 Karar sayılı kararlarında da aynı hususun vurgulandığı müşahede edilmiştir.
Ayrıca, 5237 sayılı TCK’nin 11. maddesinde “ (1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye’de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
(2) Suç, aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektirdiğinde yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı hükûmetin şikayetine bağlıdır. Bu durumda şikayet, vatandaşın Türkiye’ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.” hükmü yer almakta olup belirtilen koşullar kovuşturma şartı niteliğindedir.
Şikayet, bizzat suçtan zarar gören kimsenin veya vekil ve temsilcisinin failin cezalandırılmasını içeren beyanıdır.
Şikayet etme hakkı suç normuyla korunan hak ve menfaatin sahibi olan ve suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve mağdur olan kimseye aittir.
Dosya içeriğinden, Frankfurt Eyalet Mahkemesince bir kısım sanıklar hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasını müteakip Türkiye’de bulunan bazı gerçek ve tüzel kişilerin yüklenen eylemlerle ilgili olarak şikayette bulundukları anlaşılmış ise de; suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen bu gerçek ve tüzel kişilerin şikayet hakkı bulunmadığından, ortada hukuken geçerli bir şikayetin olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yazılı açıklamalar ışığında; tüm sanıklara yüklenen ve aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektiren eylemler nedeniyle yabancı hükûmet tarafından yapılmış herhangi bir şikayet bulunmaması, suçtan zarar gören olarak kabul edilen … Feneri e.V İflas Müdürlüğü adına vekilinin 09.04.2012 tarihli iddianame ile dava açıldıktan sonra şikayetçi olması, TCK’nin 11/2. madde ve fıkrasında sanıkların Türkiye’ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmış bir şikayetin bulunmaması, vaki şikayetin de süresinden sonra 25.04.2014 tarihli duruşmada katılma talebinde bulunmak suretiyle yapılması karşısında, sanıkların yüklenen eylemlerle ilgili Türkiye’de yargılanma koşullarının bulunmadığı, bu kapsamda TCK’nin 11/2. madde ve fıkrası gereğince kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekirken, suç vasfında hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hükümler verilmesi,
Kabule göre de; sanıklar …, … ve … hakkında Frankfurt Eyalet Mahkemesince verilmiş kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmasına karşın, haklarında verilmiş kesinleşmiş bir hüküm bulunmadığı halde sanıklar …, …, … ve … hakkında Frankfurt am Main Savcılığı tarafından 20.08.2009 tarihli iddianamenin düzenlendiği, sanıklar … ve … hakkında ise yurtdışında savcılık soruşturmasının devam ettiği gerekçeleri ile TCK’nin 11/1. maddesi uyarınca düşme kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, incelenen hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nin 11/2. madde ve fıkrasında öngörülen kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden 5271 sayılı CMK’nin 223/8. madde ve fıkrası uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,
V-Katılan vekilinin sanık … hakkında zincirleme olarak hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak ve özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 21.05.2015 tarihinde vefat ettiği belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.