Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/12171 E. 2020/5175 K. 30.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12171
KARAR NO : 2020/5175
KARAR TARİHİ : 30.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında 2008 takvim yılına ait defter ve belgelerini yapılan tebligata rağmen süresi içerisinde ibraz etmediği iddiasıyla “Defter ve belge gizleme” suçundan açılan kamu davasında, sanığın “2011 yılında şirketi kurulu vaziyette devraldığını, tebliği aldığı 23/07/2013 tarihinde şirketinin faal olduğunu, 2011 yılında şirketi devir aldığı için 2008 yılının defter ve belgelerinin kendisinde olmadığını” beyan eden savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1-213 sayılı VUK’nin 139. maddesine göre; vergi incelemeleri, esas itibarıyla incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılır. İş yerinin müsait olmaması, ölüm, işin terk edilmesi gibi zaruri sebeplerle incelemenin yerinde yapılması imkansız olur veya mükellef ve vergi sorumluları isterlerse inceleme dairede yapılabilir. İş yeri faal olan mükelleflere, defter ve belgelerin vergi dairesine getirilmesi için yapılan tebligatlar usulüne uygun olmadığında suçun unsurları oluşmayacaktır. Somut olaya gelince, vergi denetmeni tarafından defter ve belgelerini ibraz etmesi için çıkartılan tebligatın, elden tebliğ alınması, incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenler tespit edilmediği için, defter ve belgelerin incelenmek üzere ibrazı için denetmenlik adresine getirilmesi istenerek sürecin mükellef aleyhine tersine çevrilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti açısından, suç tarihinde mükellefin hesaplarının dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı VUK’nin 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin, iş yerinde faaliyetin devam edip etmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması; iş yeri dışında inceleme yapılmasına ilişkin bir tespit varsa belgesinin istenmesi, aksi takdirde yapılan tebligatın hukuki geçerliliğinin olmayacağı da dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi,
2-İstenilen defter ve belgelerin sanığın şirketteki hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ait olduğu, dosyada defter ve belgelerin sanığa teslim edildiğine ilişkin belge olmadığı anlaşılmakla, şirketin önceki yetkililerinin tespit edilerek CMK’nin 48. maddesindeki çekinme haklarının hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmeleri; ilgili yıllara ait defter ve belgeleri sanığa teslim edip etmediklerinin, bu hususta teslim tesellüm tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 30.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.