YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/11510
KARAR NO : 2018/8998
KARAR TARİHİ : 12.11.2018
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar …, … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından beraat,
Sanık … hakkında mahkumiyet
A) Sanık … hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik sanığın ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan dolayı açılan kamu davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; bu karara karşı katılan vekilinin itirazı üzerine Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.10.2012 tarihli ve 2012/1792 değişik iş sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkemesine iade edildiği anlaşıldığından; sanık hakkında temyiz incelenmesine tabi bir hüküm bulunmaması nedeniyle, dosyanın incelenmeksizin mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
B)Sanık … hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik, katılan vekilinin temyiz itirazları ile sanık … hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Suça konu inşaatın gerçekte mevcut olması, sanıkların katılan kurumun denetim imkanını ortadan kaldıracak şekilde hileli her hangi bir hareketlerinin bulunmaması, kurumun kendisine bildirilen iş yerlerini ve işe giriş bildirgelerini denetleme yetkisinin her zaman bulunması ve katılan kurumun herhangi bir zararının olmaması karşısında; sanıklar hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki … hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçundan verilen hükmün bozulmasına ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek, kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
C)Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları ile, sanık … müdafiilerinin avukatlık ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi:
1-Sanık …’in sigorta başlangıcını yaptırmak istediğini diğer sanık …’ya bildirmesi üzerine muhasebeci olan…’in 10.10.2007 ve 31.10.2007 tarihleri arasında sanık …’yi, … ve …’e ait inşaatta çalışıyormuş gibi sahte iş yeri giriş bildirgesi verdiği iddia edilen somut olayda; sanık …’nin, sigorta başlangıcının yapılması için…’den yardım istediğini,…’in olumlu cevap verdiğini ve buna göre evrak düzenlendiğini savunması karşısında; eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde sanık …’in beraatine karar verilmesi,
2-Kabule göre de; kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı, katılan vekili ve sanık … müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (1) numaralı bozmanın hakkındaki hüküm temyiz edilmeyen diğer sanık … Öner’e CMUK’nin 325. maddesi gereğince sirayet ettirilmesine,
D)Sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın ve müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-İşe giriş bildirgesi verme yükümlülüğünün suç tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca işverene ait olması; işe giriş bildirgesi vermenin, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun 2-A maddesinde belirtilen “muhasebecilik ve mali müşavirlik mesleğinin konusu” kapsamındaki işlerden olmaması nedeniyle, aynı Kanun’un 47. maddesine göre, sözü edilen meslek mensuplarının görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suç kapsamında sayılamayacağı; bu durumlar karşısında sanığın fiilinin 5237 sayılı TCK’nin 207/1 ve 43. maddeleri kapsamında özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
E) Sanık … hakkında kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi:
Sanığın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 26.03.2017 tarihinde öldüğü belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.