Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/11153 E. 2018/9961 K. 06.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/11153
KARAR NO : 2018/9961
KARAR TARİHİ : 06.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nin 688. (6102 sayılı Kanun’un 776.) maddesinin 5 ve 6. fıkraları uyarınca, senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan “kime ve kimin emrine ödenecek ise onun ad ve soyadının” bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada mevcut suça konu senetler üzerinde lehtarın adının bulunmadığının ve bu bölümün boş olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması,
2- Adli emanetin 2010/1 sırasında kayıtlı suça konu senedin akıbeti hakkında karar verilmemesi,
3-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanma koşullarının bulunduğu konusunda Üye …’ın karşı oyu ve oy çokluğu ile esas yönünden oybirliğiyle 06.12.2018 tarihinde karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİDİR

Dairemizin 06/12/2018 tarih, 2017/11153 Es, 2018/9961 Kr. sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 TCK’nin 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince 1 Yıl 8 Ay Hapis Cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Anamur Asliye Ceza Mahkemesinin 10/02/2014 tarih 2013/471 Es. 2014/130 Kr. sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı Mahkemece 13.04.2011 tarih 2010/631 Es- 2011/273 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanmasına geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Anamur Sulh Ceza Mahkemesince 09.01.2013 tarih 2012/236 Es. 2013/17 Kr. sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 105/1, 43/1, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 1860 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) görüşüne katılmıyorum. 06/12/2018