Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/1088 E. 2017/4281 K. 07.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/1088
KARAR NO : 2017/4281
KARAR TARİHİ : 07.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Asıl Karar: Mahkumiyet

Ek Karar: Temyiz isteminin reddine
1-Sanık …’nın, temyiz talebinin reddine dair ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde, inceleme mercii Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin18.12.2014 günlü temyiz isteminin reddine dair ek kararı hukuki dayanaktan yoksun olduğundan yok hükmünde kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın sorgusunda bildirdiği adrese çıkartılan tebligatın muhatabın gösterilen adresten adres bırakmadan ayrıldığından bahisle iade edilmesi üzerine, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesine 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile eklenen 2. fıkra uyarınca bilinen en son adres olarak kabulü gereken ve muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi tebligatın yapılmasına imkan veren mernis adresine anılan Yasanın 21/2. maddesine göre usulüne uygun şekilde 08.10.2014 tarihinde tebliğ edilen hükmün, sonradan atanan müdafii tarafından yasal süresinden sonra 18.12.2014 tarihinde temyiz edildiği anlaşıldığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2-Sanık … hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarına gelince;
a)Sanıkların 2010-2011-2012 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddia ve kabul edilen kamu davasında; sanık …’ün … ve … isimli şahısların şirketinde bir süre getir götür işlerine baktığını, sigortası yatmadığından iş yerinden ayrıldığını, atılı suçla ilgisinin olmadığını iddia etmesi karşısında gerçeğin ve sahte fatura düzenleme eylemine sanığın iştirak edip etmediğinin belirlenmesi bakımından; sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK’nun 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı cihetle sanıkların düzenlediği iddia olunan faturaların asılları veya onaylı örneklerinin dosya içerisinde bulunmaması karşısında;her takvim yılı için kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediği incelenip, faturalardaki imzaların hangi sanığa ait olduğu bilirkişi aracılığıyla saptanıp, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan kişi veya şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanıkları tanıyıp tanımadıkları saptandıktan ve ceza yargılamasında subjektif sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu yani eylemi fiilen gerçekleştirenin sorumlu tutulacığı da gözetilerek toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aynı yasanın 325. maddesi gereğince bozmanın sanık …’e de sirayet ettirilmesine, 07.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.