Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/10623 E. 2019/5865 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10623
KARAR NO : 2019/5865
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte Özel Belgeyi Bilerek Kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet

A- Yumruk İletişim yetkilisi olan sanığın, katılan adına onun bilgi ve rızası dışında 3 adet sahte abonelik sözleşmesi tanzim ederek üzerine atılı özel belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia ve kabul edilen olayda, sanığın, suçlamayı kabul etmeyerek, suça konu sahte sözleşmeleri kendsinin tanzim etmediğini, … İletişimin alt bayii olduğunu, kaşesinin üst bayide de bulunduğunu, onlar tarafından kullanılarak suça konu GSM abonelik sözleşmelerinin düzenlenmiş olabileceğini savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, … İletişimin suç tarihinde yetkilisinin kim olduğu tespit edilip, sanığın savunmaları doğrultusunda ifadesine başvurulması ve gerektiğinde … İletişimin yetkilisi ile ilgili personelin suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte GSM abonelik sözleşmelerindeki yazı ve imzaların … İletişimin yetkilileri ile personelinin eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu sözleşmelerin sanık tarafından düzenlendiğinin kabul edilmesi halinde, hükümden önce 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki “Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz” hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 56. maddesindeki düzenlemeye göre ön ödeme önerisinde bulunulduktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
B-Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nin 43. maddesinde, “değişik zamanlarda” ibaresine yer verilmesi karşısında, aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK’nin 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği cihetle; katılan adına aynı tarihte 3 adet sahte abonelik sözleşmesi düzenlenmesi eyleminde, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden TCK’nin 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, yasaya aykırı,
2-5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluklarının sanığın kendi alt soyu dışındakiler için hapis cezasının infazı tamamlanana kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.