Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/10563 E. 2018/9219 K. 19.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10563
KARAR NO : 2018/9219
KARAR TARİHİ : 19.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yapılan duruşmaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin ve sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanığın, aralarında yazılı bir kira sözleşmesi bulunmadan katılana ait evde kiracı olarak oturduğu sırada, kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle katılanın kira bedelinin tahsili için Burdur İcra Müdürlüğüne başvurduğu ve ayrıca taşınmazın tahliyesi için dava açması üzerine, sanığın Mahkemeye suça konu kira sözleşmesini sahte olarak düzenleyip sunduğunun iddia ve kabul edilmesi; sanığın savunması ve katılanın beyanı ile sanığın suç tarihinde katılanın evinde kiracı olarak oturduğunun anlaşılması karşısında; sanığın sübut bulan fiilinin 5237 sayılı TCK’nin 211. maddesinde öngörülen “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik” suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın denetim süresi içinde işleyerek mahkûm olduğu kasıtlı suç nedeniyle CMK’nin 231. maddesinin 11. fıkrası uyarınca, açıklanan hükümdeki cezanın ertelenmesine yasal olanak bulunmadığı; aynı fıkranın ikinci cümlesi uyarınca cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vermenin ancak denetimli serbestlik tedbirine ilişkin olarak kendisine yüklenen yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanık yönünden mümkün bulunduğu gözetilmeden, cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.