Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/10548 E. 2019/5836 K. 02.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10548
KARAR NO : 2019/5836
KARAR TARİHİ : 02.07.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanık …’ın sahte nüfus cüzdanı düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, daha önceden beraber çalıştığı … isimli nüfus memuru arkadaşının kendisini arayıp nüfus cüzdanı çıkarılması gereken kişinin yatalak olduğunu nüfus müdürlüğüne gelemeyeceği için nüfus cüzdanını düzenlemesini istediğini ve yatalak olan kişinin evine teslim etmek için beraber gideceklerini söylediğini, …’a güvenerek nüfus cüzdanını düzenleyip verdiğini ve yatalak olan kişiye imzalatıp getirdiğini söylediğini, …’a güvendiği için böyle davrandığını sahte belge düzenleme kastının bulunmadığını savunması, …’un sanık ile telefon görüşmesi yapmadığını beyan etmesi karşısında; sanık ve …’un suç tarihinde kullandıkları cep telefonu numaraları tespit edilerek suç tarihinde sinyal bilgilerini de içeren HTS kayıtları istenerek iddia ve savunmaların doğruluğunun araştırılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik araştırma ile kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Sanık …’ın … İlçe Nüfus Müdürlüğünde aday memur olarak görev yaptığı, nüfus cüzdanı düzenlenmesi talimatını, müdür bulunmadığı zamanlarda müdür yerine imza atma ve onaylama yetkisi verilen diğer sanık …’dan aldığını, belgeyi düzenledikten sonra imzalanması için …’a teslim ettiğini, …’ın yatalak olduğunu söylediği kişiye imzalattıktan sonra nüfus cüzdanı talep belgesini getirdiğini, amirin emri olarak düşünüp sorgulama işlemi yapmadığını, sahte belge düzenleme kastının olmadığını savunması, diğer sanık …’ın da sanığın savunmasını doğrulaması ve sanığın aday memur olarak görevli olması, çalışma süresine göre iş ve işlemleri öğrenme aşamasında olması, tecrübesizliğinden dolayı resmi belgeyi düzenlediğinin, iştirak iradesinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; suç işleme kastının bulunmadığı bu nedenle suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeyerek beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafii ile sanık …’ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.07.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.