Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/10541 E. 2018/10363 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10541
KARAR NO : 2018/10363
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 311. maddesi hükmüne göre, eski hale getirme istemiyle birlikte temyiz talebinde de bulunulması halinde inceleme mercii Yargıtay’ın ilgili dairesi olduğundan, mahkemenin 12/05/2014 tarihli ek kararı ve bu kararın itirazen incelenmesine dair Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/665 D. İş sayılı kararı hukuki dayanaktan yoksun olduğundan yok hükmünde kabul edilerek yapılan incelemede;
Yokluğunda verilen gerekçeli kararın, sanığın yakalama ile alınan savunmasında bildirdiği adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adresten bila tebliğ iade edilen kararın, sanığın MERNİS adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesi gerekirken ilanen tebliğ ve Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulsüz tebliğlerin yapıldığı, 20.03.2014 tarihinde cezaevine giren sanığın tebligatın usulsüzlüğüne dair dilekçesini Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere 24.03.2014 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü’ne sunduğu, buna göre sanığın eski hale getirme talebinin ve temyiz isteminin yasal süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1- Sanığın, hakkında beraat kararı verilen …’ten aldığı büyükbaş hayvan karşılığında suça konu sahte çeki düzenleyip vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın savunmasında suça konu çeki Ankara’da iki üç tane şubesi bulunan … Et isimli firmadan aldığını, çeki… hafta sonu akşam vakti aldığı için sorgulayamadığını, o sebeple bankadan sorgulaması için ….’e verdiğini,… çeki alırken imzalı vaziyette geldiğini, ön yüzündeki diğer yazı ve rakamların kendisine ait olduğunu, ancak keşideci imzasının kendisine ait olmadığını, çekin sahte olduğunu bilmediğini belirtmesi, Finansbank’ın 13.04.2010 tarihli cevabi yazısı ile çek hesabı sahibi … ,…. Sigorta Aracılık Hizmetleri ve İş Takipi firması yetkilisi …’ın ikametgah belgesi ve kimlik fotokopisini gönderdiğinin ancak bu kişinin duruşmaya çağırılıp dinlenilmediğinin ve suça konu çekteki keşideci imzasının sanığa ait olup olmadığı konusunda herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadığının tespit edilmesi, belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneği bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olması karşısında, adli emanetin 2008/6928 sırasına kayıtlı suça konu çek aslının duruşmaya getirtilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, yasal unsurları taşıyıp taşımadığının ve iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının tartışılması ile belge aslının denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, çek hesabı sahibi …’ın tanık sıfatıyla dinlenilmesi, suça konu çekteki keşideci imzasının sanığın eli mahsülü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Kabule göre de;
a- Sanık hakkında tekerrüre esas alınan 3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetine ilişkin eyleminin hükümden önce 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile suç olmaktan çıkarılması karşısında TCK’nin 58. maddesinin uygulanma olanağının kalmaması,
b- Adli emanetin 2008/6928 sırasına kayıtlı suça konu çekin dosyada delil olarak saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi,
c- 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.