Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2017/10142 E. 2018/10463 K. 17.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/10142
KARAR NO : 2018/10463
KARAR TARİHİ : 17.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet

5271 sayılı CMK’nin kanun yollarına başvurma başlıklı 260/1. maddesindeki, “hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır” hükmü karşısında; kovuşturma aşamasında bütün uğraşlara rağmen yargılamadan haberdar edilemeyen şikayetçinin, her iki suç yönünden de yasa yollarına başvuru hakkı bulunduğu cihetle, atılı suçlardan zarar gören şikayetçinin CMK’nin 237/2. maddesi uyarınca katılan olarak davaya kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
Mahkemece katılanın beyanının alınması için yargılama sırasındaki MERNİS adresi olan “… Mahallesi …Sk. No:28/6 ….“ adresi belirtilerek Ordu Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi‘ne talimat yazıldığı, katılanın adresinin kapalı olması nedeniyle, talimat mahkemesince çıkartılan duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın Tebligat Kanunu‘nun 21/2. maddesi gereğince muhtara tebliği sonrası, katılanın duruşmaya gelmemesi nedeniyle hakkında zorla getirme kararı verildiği,… Polis Merkezi Amirliği‘nin 09.09.2013 tarihli tutanak içeriğine göre, katılanın “…ikamet adresinin kapalı olduğu, çevreden ve bina sakinlerinden yapılan araştırmada şahsın adresten 3-4 sene önce taşındığı, halen nerede olduğunu bilen olmadığının“ belirtilmesi, mahkemece bu nedenle katılanın beyanı alınmadan karar verilmesinden sonra, katılanın yasal süresi içerisinde 16.02.2016 tarihli dilekçesi ile hükmü temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; tebliğnamedeki “başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması“ suçu yönünden, “kovuşturmanın her aşamasında kamu davasına katılma hakkı bulunan şikayetçiye duruşma gününün usulen bildirilip, davaya katılma olanağı sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi suretiyle CMK‘nin 234/1-b. Maddesine aykırı davranıldığı“ şeklindeki bozma düşüncesi ile sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak, kimlik bilgileri kullanılarak adına sahte nüfus cüzdanı düzenlenen sanığın suçtan zarar gören sıfatına haiz olması ve sanık aleyhine 16.02.2016 havale tarihli dilekçe ile temyiz talebinde bulunması karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 204/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca uygulama yapılırken sonuç cezanın “2 yıl 1 ay“ yerine “1 yıl 13 ay“ olarak eksik ceza tayini isabetsizliğinin aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamasına ilişen tebliğname düşüncelerine iştirak edilmemiş; her iki suç yönünden de, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın ve katılanın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 204/1, 43/1 ve 62. maddeleri uyarınca uygulama yapılırken, sonuç cezanın “2 yıl 1 ay“ yerine “1 yıl 13 ay“ olarak eksik tayin edilmesi,
2- Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçu yönünden; sanığın katılana ait kimlik bilgilerini, aynı eyleme ilişkin olarak yürütülen soruşturma va kovuşturma kapsamında farklı tarihlerde kullanma şeklinde gerçekleşen eyleminde, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nin 268/1. maddesine göre belirlenen temel cezanın TCK’nin 43/1. maddesi uyarınca artırılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanığın ve katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün olduğundan, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümde, hüküm fıkrasından TCK‘nin 62. maddesine ilişkin uygulamanın yapıldığı bölümde yer alan “1 yıl 13 ay” ibaresinin çıkartılıp yerine, “2 yıl 1 ay ” ibaresi eklenmek, başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçuna ilişkin bölümden de, 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölüm çıkartılarak, TCK’nin 62. maddesinin uygulanmasıyla bulunan sonuç cezanın “ 3 ay 10 gün” hapis cezasına indirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17.12.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.