Yargıtay Kararı 11. Ceza Dairesi 2016/9582 E. 2018/9117 K. 14.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/9582
KARAR NO : 2018/9117
KARAR TARİHİ : 14.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın, 2009 takvim yılında sahte fatura kullandığı iddia ve kabul edilen davada; Dairemizin 01.12.2014 tarihli 2013/2936 Esas ve 2014/20575 karar sayılı bozma ilamına uyulduğu halde, nakliyeci olan mükellef sanığın, aracının tamiri için alıp kullandığı malzemelerin faturasını muhasebecisine vererek defterlerine işlettiğini, faturaların gerçek alışverişe dayalı olduğunu savunması; vergi raporlarında, kullanılan 5 adet faturanın 2009 toplam giderleri içindeki payının %0,16 olduğunun belirtilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi için;
1- Haklarında sahte fatura düzenleme suçundan tespitler bulunan ve vergi raporları dosya içine alınmış olan …Petrol… Ltd.Şti. ile …ve … Araçları… Ltd.Şti. hakkında açılan davaların dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
2- Faturaları düzenleyen şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK’nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kime verdiklerinin, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulmaması,
3- Faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
a) Faturayı düzenleyen şirketlere ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin; faturaları kullananlara ait yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi,
b) Daha sonra, faturaları düzenleyen şirketler ile kullanan sanığın ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeden ve eksik araştırma ile sanığın mahkûmiyetine hükmolunması,
4- Kabule göre de, kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olan TCK’nin 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesinin, Anayasa Mahkemesi’ nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.